Ana içeriğe atla

Bu robot 2019 yılında öldü! | Kendime yardım edemiyorum





Bu makine size ne hissettiriyor? Sanki anlatmak istediği bir şeyler var.

Aslında doğru olan budur diyebileceğimiz bir sanat düşüncesi olamaz çünkü bu, duruma göre değişebilir. Sanatın farklı etkileri vardır. Düşüncenin kesinliği yoktur. Ancak tabi ki bu eserin göstermek istediği bir amacı var. Buna sonra değineceğim.

İzlediğiniz bu sanat eseri İspanya’da bir modern sanat müzesi olan Guggenheim(guginhaym) da sergileniyordu. 2016 yılında Çinli Sun Yuan & Peng Yu (san yuan ve peng yu) tarafından oluşturulmuş bu eserin adı “Kendime yardım edemiyorum”. Eğer sosyal medyada karşınıza çıktıysa hikayesini muhtemelen şöyle okudunuz:

Bu kol sürekli olarak dışarı sızan ve kendini çalışır durumda tutmak için gerekli olan hidrolik sıvıyı tutmaya çalışacak şekilde programlanmış, ancak ne kadar uğraşırsa uğraşsın sızdırmaya ve ölmeye devam eden bir robot. Kendi varlığını sürdürebilmek ve bir gün daha yaşayabilmek için çabalıyor. Aslında Dans etme ve el sallama gibi 32 farklı beceriye sahip olan bu robot, ilk başta bunları rahatlıkla yapabiliyorken daha sonra sanki yaşam enerjisi çalınmış bir insan gibi mutsuz görünmeye başlıyor. Yıpranmış ve umutsuz. Çünkü zamanla sızıntı büyüdükçe sıvı miktarı kontrol edilemez bir hal alıyor. Artık dans edemiyordu çünkü sadece kendini canlı tutmaya yetecek kadar zamanı vardı. Hayatını sürdürmek ve bitmeyen kanama arasında bitmeyen bir döngü içerisinde son günlerini yaşıyordu. Kol yavaş yavaş durma noktasına geldi ve 2019 yılında öldü.

Bu hikaye Yunan mitolojisindeki Sisifos hikayesini anımsattı bana. Sisifos, Yunan Mitolojisindeki tanrılara baş kaldırmış ve tanrılar tarafından cezalandırılmış bir insandır. Cezası ise bir dağın aşağısındaki çok iri bir kayayı dağın tepesine çıkarmak. Ancak şöyle bir sorun var. Bu kayayı tam dağın tepesine ulaştırmak üzereyken kaya yeniden aşağı yuvarlanıyor. Sisifos yine kayayı alıyor yine zirveye yaklaştığında kaya aşağı yuvarlanıyor ve bu sonsuza kadar bu şekilde devam ediyor. Peki neden sonsuz? Çünkü tanrılar Sisifosu aynı zamanda ölümsüzlükle cezalandırmışlar. Yani aslında cezası bu kayayı sonsuza kadar dağın zirvesine çıkarmaya çalışmasıdır.

İnsanlar Sisifosun bu hikayesinden farklı sonuçlar çıkarabiliyorlar. Kimileri günlük hayatın monotonluğunu, amaçsızlığını kısaca insan hayatının kısır döngüsünü bu hikaye ile özdeşleştirir. Kimileri de buna karşı çıkarak Sisifos’un kahramanlığını savunmuşlar. Onu baş kaldırması ile ön plana çıkarmış ve mücadeleci tavrını savunmuşlar. Bu sebeple bundan olumlu sonuçlar çıkarılması gerektiğini düşünmüşler.

Aslında kendime yardım edemiyorum robotu ile Sisifosun durumları aynı. Sisyphean durumu. Yani türkçe karşılığı sürekli ve genellikle etkisiz çaba gerektiren. Hatta daha da ayrıntılı bir kelime kullanmamız gerekirse tantalize(tentılayz). yani tantalize etmek gibi türkçeleştirerek kullanmamız gerekirse anlamı, arzulanan ama ulaşılamayacak bir şeyin kendisi veya görüntüsüyle birlikte; tekrar tekrar hayal kırıklığına uğratan beklentiler uyandırarak alay etmek. Tantalize kelimesinin etimolojisi ise Frigyalı kral tantalus’a dayanır. Tanrılar tarafından cezalandırılan Tantalus çenesine kadar suya batırılmış ve bu şekilde mahkum edilmiş. Homeros’un Odysseia (odisseya) destanında’da Tantalus’dan bahsedilir.

-        ... her ne zaman, ihtiyar, su içeyim diye eğilse, göl hemen çekilip sığlaşıyordu;... meyveli elma ağaçları; her ne zaman ihtiyar, dokunayım diye elini uzatsa, rüzgâr hemen esip onları kara bulutlara kadar uzaklaştırırdı...

İşte tantalize kelimesinin anlamı bu şekilde ortaya çıkmış. TDK nın sitesinde Sisifos ve Tantalize kelimelerini arattığımda bir sonuca ulaşamadım. Anlam olarak bunlara en yakın bulabildiğim kelime nanik yapmak. Herhangi bir etimolojisini de bulamadım. Eğer Tantalize veya Sisyphean anlamına benzeyen Türkçe bir şeyler biliyorsanız yorumlara yazın hepimiz öğrenelim.

Hayatın dilini çıkarıp parmaklarıyla nanik yaptığı bu robot kol üzerine yapılan yorumlar sadece birer trajik yazılar olabilir mi? Hepimiz asıl noktayı kaçırıyor olabilir miyiz?

Bu makine antropomorfize edilmiş. Yani insan dışı bir varlıktan, insanmışçasına çıkarım yapılabilecek bir tasarım oluşturulmuş. Şu bi gerçek ki insan duygularını bu makineye yansıtmak gerçekten cezbedici. Ancak bu cezbedici hikaye malesef bu sanat eseriyle anlatılmak istenen bir şey değil. Muhtemelen bunu beklemiyordunuz ama bu makine bir gün daha hayatta kalabilmek için çabalamıyor. Hatta çektiği kırmızı sıvı ona ait bir yağ değil ve çalışması için bu sıvıya ihtiyacı bile yok. Hatta o yağ bile değil. O sıvı sadece yoğun ve renklendirilmiş bir maddeden ibaret.

Peki o zaman bu ne biçim sanat eseri? Şuna bak yani 2016 dan beridir yaktığı elektiriğin bilmem neyin ne gereği vardı?

Guggenheim(guginhaym) müzesinin internet sitesinde aslında bu eserin gerçek anlamı hakkında açıklayıcı bi bölüm bulunuyor. Bu sanat eseri aslında “göç ve egemenliği çevreleyen çağdaş sorunları” ele alıyor.

Makinenin etrafında biriken kan lekesi benzeri izler, sınır bölgelerinin gözetlenmesinden ve korunmasından kaynaklanan şiddeti çağrıştırıyor. Bölgeler ve kültürler arasında daha fazla sınır çizmeye çalışan, belirli siyasi gündemler tarafından yönlendirilen otoriterliğin sonuçlarına ve çevremizi izlemek için teknolojinin artan kullanımına dikkat çekiyor. Yani bu yazıyı Türkçe’ye çevirdiğimizde bu anlam ortaya çıkıyor.

Sun Yuan ve Peng Yu'nun internet sitesinde de bu eser benzer şekilde açıklanmış. Bunu ise ben şu şekilde yorumladım. Biriken sıvıyı geri çeken kürek, kan lekelerine benzer kalıntılar bırakarak sınır kontrolü ve toprak anlaşmazlıklarına vurgu yapıyor. Dolayısıyla sınır güvenliğini sağlayan gözetleme ve savaş teknolojilerini çağrıştırıyor.

Sınırları korumak için geliştirilen bu güvenlik mekanizmaları sadece sınır güvenlikleri için değil, kentsel alanlarda da güvenlik kameralarından davranışlarımızın izlenip kontrol edilmesine de olanak sağlıyor. Aynı zamanda hayatımızdaki anları paylatığımız akıllı telefonları da eleştirmiş. Yani aslında sosyal medya üzerinden de kontrol edilebildiğimize dikkat çekmek istemiş. Bu şekilde insanlar ve makineler arasındaki ilişkiye işaret etmiş. Özetlersek; makineler üretirken ve onları kontrol etmek için programlar tasarlarken, istemeden onların denetimine tabi oluruz denmek istenmiş.

Şimdi diyebilirsiniz ki “bu anlamı bu makinenin neresinden çıkarmışlar?” Az önce söylediğimi hatırlıyor musunuz? “İşte bunun elektiriği şusu busu bilmemneyi ne gerek vardı?” gibi bir şey demiştim. Aslında insan neye bakarsa baksın kendi yansımasını görür. Gördüğü şeyleri kendi hayatına göre yorumlar. Yani bu eser sana bunu anlatmak zorunda diye bir şey yoktur. Ben bunun elektiriğini düşünebilirim çünkü yaşadığım şartlar bunu düşünmeme etki eder. Ancak Çin’de olsaydım aklıma sosyal medya hesaplarımdan ve sokaklardaki güvenlik kameralarından sürekli takip edildiğim gelir ve ona göre yorumlardım.

Çünkü Çin’de insanlar dronelarla, sosyal medyayla hatta yüz tanıma sistemiyle sürekli takip halinde tutuluyor. Bu sanat eserinin ortaya çıkmasında bu tip bir yaşam tarzı etkili olmuş olabilir.

Belki bu makinenin biraz sallamasyon olan hikayesi bize daha ilginç gelmiştir. Çünkü kendi hayatımıza daha yakın gördüğümüz bir yorumdur. Sanatın birden fazla anlamı olabilir. Bu makineyi bir insan hayatıyla bağdaştırabilirsiniz. Gereksiz ve boşa sarfedilen bir çaba gibi görebilirsiniz. Ancak boşa verilen bu çabayı anlamlandırmak yine sizin elinizdedir.  

KAYNAKÇA

https://www.merriam-webster.com/dictionary/sisyphian sisyphian kelime anlamı

https://www.dictionary.com/browse/tantalize

https://dictionary.cambridge.org/tr/s%C3%B6zl%C3%BCk/ingilizce/sisyphean

http://www.mediafire.com/file/qlu5tff2u52fj8m/Homeros_-_Odysseia.pdf/file homeros- Odysseia sy232

https://www.britannica.com/topic/Tantalus

https://eksisozluk.com/tantalize--227557 tantalize etmek

https://sozluk.gov.tr/  nanik yapmak

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cinde-gunluk-yasam-yakindan-takip-ediliyor/1408412

https://www.dazeddigital.com/art-photography/article/55253/1/dystopian-robot-arm-taking-over-tiktok-what-does-it-really-mean-cant-help-myself  TikTok’ta Can’t help Myself hakkında paylaşım

http://www.sunyuanpengyu.com/article/2016/canthelpmyself.html Sanatçıların internet sitesindeki açıklama

https://www.instagram.com/p/CWEdy59hgHB/?fbclid=IwAR2oIoT3W3EqA6r-rWvB6NubN1V6eXk88mKTPETQJJ5_5yT57NzF_ECck6w İnstagram Can’t help myself

https://www.loosetooth.com/blog/can-t-help-myself-by-sun-yuan-peng-yu

https://www.youtube.com/watch?v=rGV3Y28DtNw

https://www.guggenheim.org/artwork/34812 müzenin eser hakkındaki açıklaması

https://www.guggenheim.org/wp-content/uploads/2019/12/guggenheim-identity-report-cant-help-myself-sun-yuan-peng-yu.pdf Cant Help Myself kimlik raporu

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi