Ana içeriğe atla

KANLI AY TUTULMASI DEPREMİN HABERCİSİ Mİ? | DEPREMİ ÖNCEDEN TAHMİN ETMEK MÜMKÜN MÜ?

 


    Dünya üzerinde 3 tane deprem kuşağı bulunmaktadır. Bunlardan en yoğun deprem görülen kuşak pasifik deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki depremlerin yaklaşık %80i burada gerçekleşir. İkincisi Alp Himalaya deprem kuşağıdır. Bu kuşak Türkiye’yi de kapsar. 3. Kuşak ise atlantik bölgesidir.

Alp himalaya deprem kuşağında bulunan Türkiye’deki deprem kuşakları ise beş grupta toplanır.

Birinci dereceden deprem kuşakları en çok yıkım ve zarara sebep olurken beşinci dereceden deprem kuşakları sarsıntıların çok az olduğu bölgelerdir. 

Konunun daha fazla detaylarına inmeden deprem dediğimiz şeyin ne olduğundan kısaca bahsetmek istiyorum. Üzerinde hayatlarımızı yaşadığımız topraklar sabit değildir. Dünya yüzeyindeki tüm kara parçaları birer gemi gibi yüzmektedir. Tabi bu yüzme hareketinin sebebi okyanuslar değil, Dünya’nın kabuk tabakasının altında bulunan manto tabakasındaki magma dır. Dünyadaki tüm kara parçaları bu magma üzerinde yüzer. Milyonlarca ton magma üzerinde yüzen kara parçaları magmaların hareketiyle çeşitli yönlere doğru hareket eder. Bu hareket sonucu levhalar birbirinden uzaklaşır birbiriyle çarpışır veya sürtüşürler. Bunlar sonucunda da farklı jeolojik olaylar olur.

Çarpışmalar sonucu sıradağlar ve volkanlar oluşur. Uzaklaşmalar sonucu yeni okyanus tabanları oluşur. Sürtünmeler sonucuysa depremler oluşur. Bu doğa olayı da hazırlıksız yakalanan ülkeler için büyük can ve mal kayıplarıyla sonuçlanır. Peki depremin geleceğini önceden tahmin ederek can güvenliğimizi sağlamanın bir yolu yok mu? Geçtiğimiz ay yaşanan Kanlı Ay tutulması geçen hafta yaşanan depremin habercisi olabilir miydi?

Ay’ın kırmızı görünme nedeni Dünya’nın gölgesinde kalmasıdır. Dünya’ya gelen güneş ışınları atmosfer tarafından filtrelenir. Güneş ışığının kısa dalga boyları yani mavi rengi atmosferde soğrulur. Bu nedenle Ay’a daha uzun dalga boyları yansır. Bu da kırmızı ve turuncu renklerdir. Yani kanlı ay tutulması dediğimiz şey depremin habercisi değildir. Işığın kırılmasıyla  ilgilidir.

Depremin habercisi olarak çok farklı tahmin yöntemleri iddia edilir. Ancak bu iddiaların hiçbir mantıksal dayanağı yoktur. “Bir önceki depremden önce böyle olmuştu, şimdi yine böyle oluyor o zaman yine deprem olacak” mantığıyla ortaya atılan düşüncelerdir.

Bir deprem tahmini üç unsuru barındırmalıdır. Bunlar zaman, yer ve büyüklüktür. Bu tür aslı olmayan iddialar sadece bir depremin gerçekleşeceğini iddia eder. Bu iddialar da doğru çıkar çünkü koskoca Dünya üzerinde herhangi bir yerde herhangi bir zamanda ve herhangi bir büyüklükte zaten deprem olacaktır.

Depremlerin gerçekleşeceğini tahmin etmek için çeşitli yöntemler vardır. Örneğin büyük depremden önceki ön sarsıntılar incelenebilir. Bu depremler büyük depremin merkezine yakın olur. Bu yöntemdeki en büyük sorun her depremin ön sarsıntılara sebep olmamayışıdır. Ön sarsıntı olmadan da büyük bir deprem meydana gelebilir.

Bir başka yöntem yeraltı sularındaki değişikliklerin incelenmesidir. Suların akış hızları değişebilir,  tat veya koku değişiklikleri oluşabilir. Ancak bu da her deprem öncesi meydana gelen bir durum değildir.

Fark ettiyseniz hiçbir depremden önce aynı olaylar yaşanmıyor. İşte depremlerin önceden tespit edilememesinin asıl sebebi de bu. Her depremden önce her zaman aynı şekilde davranan bir faktör yok ortada. Bu faktör bulunana kadar da başarılı deprem tahminleri yapmamız imkansız gibi görünüyor.

Peki şimdiye kadar Dünya’da hiç başarılı bir deprem tahmini yapılmadı mı? Şaşırtıcı ama yapıldı.

1975 yılında Çinli sismologlar Haicheng bölgesinde 72 saat içerisinde büyük bir deprem olacağını tahmin ettiler. Bu tahmini bölgedeki ön sarsıntıları inceleyerek, yeraltı sularındaki değişiklikleri gözlemleyerek ve hayvanların tuhaf davranışlarını dikkate alarak yaptılar. Çin’in kuzeyinde 1975 yılının Şubat ayında buz gibi havaya rağmen bölgedeki halk başka yerlere tahliye edildi. 65 saat sonra 7,3 büyüklüğünde bir deprem bölgeyi vurdu ve yüzlerce bina yıkıldı. Bu başarılı bir deprem tahmini olsa da bir yıl sonra yine Çin’in Tangashan şehrinde meydana gelen 7,8 büyüklüğünde depremi tahmin edememişlerdi. Şehir neredeyse tamamen düzleşmişti. Resmi ölü sayısı yaklaşık 225.000 kişiydi. Resmi olmayan ölü sayısı ise 650.000 den fazlaydı.

Yani evet başarılı bir deprem tahmini oldu ama o zamandan beri bir daha başarılı bir deprem tahmini yapılmadı.

Bunun yanı sıra başarısız deprem tahminleri de oldu. Örneğin Parkfield Deprem tahmini deneyi. California’daki San Andreas Fayı, Parkfield isimli küçük bir köyün üzerinden geçmektedir. Parkfield’dan geçen bu fay hattı son yüz yıl içerisinde ortalama 22 yılda bir düzenli olarak depremlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bu bölgede depremi önceden tahmin etmek için araştırmalar yapılmasına karar verilmiş ve birçok sismik cihaz bölgeye götürülmüştür. Son deprem 1966 da olduğu için 1924 ve 1993 arasında Parkfield’da 6 büyüklüğünde bir başka deprem olma ihtimalinin %90 olduğu yönünde tahmin yapılmıştır. Ama bu deprem tahmini gerçekleşmemiştir.

Peki madem depremler tahmin edilmesi çok güç bir şey o zaman “büyük İstanbul depremi”nin geleceğini nereden biliyoruz?

Aslında büyük İstanbul depremi dediğimiz şey bir haber manşetidir. Daha çok ilgi çekmesi için haberciler3, böyle başlık koyar. Bu manşet yanlıştır. Depremin öncesinde büyüklüğü hakkında kesin bir sonuca varamayız. O yüzden Büyük demek pek doğru değildir. Aynı zamanda deprem İstanbul’da değil, Marmara bölgesinde olacaktır. Depremin bu bölgede olmasının beklenme sebebi ise Türkiye üzerinden geçen fay hatları yani kırık hatlarıyla ilgilidir.

Türkiye üzerinde üç tane fay hattı bulunmaktadır. Bunlar kuzey anadolu fayı, Doğu anadolu fayı ve Batı anadolu fayıdır. İstanbul depremini daha iyi anlayabilmek için Kuzey anadolu fayına bir bakalım. Kuzey anadolu fay hattı veya kısa adıyla KAF Bingölden Ege denizine kadar devam eden bir hattır. Tek bir fay adıyla anılsa da aslında bir çok fay alanından oluşur. Geçtiğimiz 80 yılda bu fay hattında yaşanan depremleri incelersek ortaya ilginç bir durum çıkıyor. Şimdi bu depremlere bir bakalım.

1939 Erzincan depremi büyüklük 7,9

1942 Tokat Niksar depremi büyüklük 7,0

1943 Samsun Tosya Ladik depremi büyüklük 7,2

1944 Bolu Gerede depremi büyüklük 7,2

1957 Bolu Abant depremi büyüklük 7,1

1967 Sakarya Adapazarı depremi büyüklük 6,8

Ve son olarak

1999 İzmit depremi büyüklük 7,4

Kuzey anadolu fay hattı boyunca gerçekleşen bu depremlerden her biri birbirini doğudan batıya doğru takip eden biçimde ilerledi. Her bir deprem yaşandığında yeni yük bir sonraki kırığa bindi.

Eğer Jeolojik analizler doğruysa sırayla ilerleyen bu deprem silsilesinin şimdiki durağı İstanbul’u da içeren Marmara bölgesi. Bu bölgede görülen en son büyük deprem ise 1766 yılında yaşandı. Yani yük binen fay üzerinde 256 yıllık birikmiş bir enerji var.

Peki beklenen depremin büyüklüğü ne kadar olacak? Doğa bilimleriyle ilgili içerikler barındıran akademik bir dergi olan Nature Communications 2019 yılında bir makale yayımladı. Bu makalede Marmara denizinde büyüklüğü 7,1 ile 7,4 arasında bir depreme eşdeğer birikmiş gerilme olduğu yazıyor. Bunlar ne kadar bilimin doğrultusunda verilen cevaplar olsa da sadece birer tahmin.  Belki de Parkfield deprem tahmin deneyleri gibi başarısız bir sonuç olacaktır.

Özetlemek gerekirse Dünya üzerinde henüz depremleri önceden belirleyen bir sistem yoktur. Son yirmi yıldır yerli veya yabancı bilim insanları bu fay hattı üzerinde incelemeler yaparak çeşitli senaryolar üretmişlerdir. Senaryolar birbirinden farklı olsa da hepsi tek bir ortak paydada birleşmektedir. Bu da marmarada meydana gelmesi beklenen depremdir. Bu deprem tehlikesine karşı en doğru senaryo hangisidir bilinmez. Gerçekleşecek bu senaryodan önce yapılabilecek çok fazla şey olmasa da bundan sonra vatandaşı bilinçlendirmekten daha önce depreme karşı dayanıklı yapılar inşa etmek ve müteahhitleri denetlemek en iyi korunma yöntemi olacaktır.

 

KAYNAKÇA

http://www.yerdurumu.org/makaleler/documents/bursa_deprem_tehlikesi_ve_deprem_tahmini.asp ibrahim Çemen (Parkfield da gerçekleşmesi beklenen depremin Loma Prieta’da ortaya çıkması)(videomda bundan bahsetmedim ama kaynağı buraya koymak istedim.)

https://www.latimes.com/archives/la-xpm-1993-01-04-mn-908-story.html Parkfield deprem deneyi

https://www.aljazeera.com/news/2005/10/12/earthquake-prediction-attempt-fails Parkfield deneyi başarısız oldu

https://topex.ucsd.edu/es10/es10.1997/lectures/lecture21/secs.with.pics/node4.html deprem tahmini hakkında

https://www.hurriyetdailynews.com/64-pct-chance-of-istanbul-quake-to-hit-before-2030-expert-171945#:~:text=%E2%80%9CThe%20likelihood%20of%20a%20magnitude,to%20be%20conscious%20of%20tremors. İstanbul depreminin 2030'dan önce vurma ihtimali yüzde 64

https://www.usgs.gov/faqs/can-you-predict-earthquakes#:~:text=No.,time%20in%20the%20foreseeable%20future. Depremleri önceden tahmin edebilir misiniz?

https://www.youtube.com/watch?v=vyNa1B76OPs evrim ağacı: Beklenen Büyük İstanbul Depremi: İstanbul'da Neden Deprem Bekliyoruz?

https://www.nature.com/articles/s41467-019-11016-z Nature Communications: Marmara Denizi'nde, büyüklüğü 7,1 ile 7,4 arasında bir depreme eşdeğer birikmiş gerilim...

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lizbon Günübirlik Tur Rehberi | Lizbon / PORTEKİZ

  Herkese merhabalar. Portekiz/Coimbra’da Erasmus yapıyorum. Bugün Lizbon’a gideceğim. Sadece ilk durağımız olan Terreiro da Paço’ya metro aracılığıyla geldim. Ondan sonrasını yürüyerek devam ettim. Rotamın son durağından ise otobüsle tekrar otogara geçerek Coimbra’ya döndüm. İsterseniz turumuza başlayalım.  1.       Lizbon Katedrali, Largo da Sé 1, 1100-585 Lisboa Burası lizbon katedrali. 12. Yy da inşa edilmiş ve Lizbon şehrinin en eski katedralidir. Burası eskiden Araplar tarafından cami olarak kullanılmış ama sonradan portekizin ilk kralı buradaki camiyi yıkıp yerine bu katedrali inşa ettirmiş. Bu nedenle sadece ibadet merkezi olarak değil Arapların geri dönmesine karşın kale olarak kullanılmış. Daha sonraları depremlerden etkilenmiş ve farklı değişimlere uğramış. Ama O günlerden günümüze kadar gelmeyi başarmış. Aynı zamanda yine bu yol üzerinden geçen meşhur “28 no lu tramvay” ı görüyoruz. Eğer isterseniz binme imkanınız tabiki var. Ama biz ...

Ayaklarınla da tat alabilirsin

      Size bir soru: Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? Siz bunu düşünürken ben hem cevabı hazırlayım hem de biraz bir şeyler anlatayım. Bildiğiniz gibi canlılar birbirlerinden farklı özelliklere sahiptir. Aslında bu her canlıya verilmiş bir süper güçtür. Önemli bir güçtür. Ama o türe ait her canlıda bu güç bulunduğu için pekte önemli değildir. Mesela köpeklerin burnu insanlara göre binlerce kat daha fazla koku ayrıt eder. Köpek balıkları suyun içindeki kan kokusunu kilometrelerce öteden alır. Çitalar saatte 100km hıza kadar ulaşabilir, elektrikli yılan balıkları elektrik üretebilir aynı şekilde vatoz balıkları da öyle. Kaplumbağalar çok uzun yaşayabilirler. Tembel hayvan günün 18 saatini uyuyarak geçirebilir. Bu da bir süper güç sonuçta. Ağaçlar ve su yosunları oksijen üretir. Keçilerin göz bebekleri dikdörtgendir. Kuşlar uçar, balıklar suyun altında solunum yapar daha binlerce şey sayılabilir. Bizim sorumuza gelelim. Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? İşte bu...

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geç...