Ana içeriğe atla

Dünya’nın ilk TASARLANMIŞ BEBEKLERİ yolda! | EctoLife Yapay Rahim Tesisi

 


    Toplumda bazı davranışların önüne geçmek için bazı kurallar koyarak ideal bir düzen oluşturma çabaları insanlığın var olduğu günden beri devam eder. Bu durumda iki yaklaşım ortaya çıkmıştır. İdeal bir toplum düzenini kabul edenler ve ideal toplum düzenini reddedenler yani anarşitler. İdeal toplum düzeni asırlardır tartışılan ancak kesin sonucu olmayan bir kavramdır.  Çünkü ideal dediğimiz şey kişinin amaç olarak izlediği değerdir. Doğal olarak herkesin yaşam tarzı, düşüncesi ve fikirleri farklı olduğu için herkesin amacı da bir olmuyor. Yine de mükkemmel bir toplum düşünün. Bu toplumun önemli bir parçasısınız. Acı yok. Sadece mutluluk var. Peki sizce bu toplum nasıl bir yaklaşımı temel alarak mükkemmel bir toplum düzenine ulaşmış olabilir? Özgürlük? Eşitlik? Tasarlanmış bireyler?

Diziyi izleyenler farketmiştir. İdeal toplum kavramından bahsederken verdiğim mükkemmel toplum örneği Brave New World yani Cesur Yeni Dünya dizisini çağrıştırıyordu. Diziyi izlemeyenler için ufak bir özet geçeyim. Spoiler içermiyor merak etmeyin.

Aldous Huxley tarafından kaleme alınan, Brave New World adlı bilim kurgu klasiğinden ekrana uyarlanan dizi, uzak bir gelecekte, insanların üreme alanında çağ atladığı; savaşların ve yoksulluğun sona erdiği bir Dünya’da geçiyor. Kurulan bir kuluçka merkezinde insanlar toplumdaki rolleri kabul ettirilmiş olarak doğarlar. Genetik ve sosyal olarak hiçbir özellik şansa bırakılmamıştır. Bu da mutluluk sorununu yani insanlara köleliklerini sevdirme sorununu çözmektedir. Herkes ait olduğu sınıfın genetik özelliklerini taşır, görevlerini severek ve isteyerek doğar, büyür ve ölür. Bu kuluçka merkezinde insan yumurtaları bilim insanları tarafından işlemden geçirilir. Bu işlemde insanların fiziksel ve zihinsel özellikleri tasarlanır. Daha sonra eğitilirler. Onların ne tür bir insan olabileceğine yönetim karar verir. Onlar sadece devlete hizmet etmek için yaşamaktadırlar. Bu Dünya’da sanat, tarih veya felsefe gibi kavramlar yoktur. Sistem sadece eğlence odaklıdır.

Aslında bu dizi günümüz dünyasına çok benziyor. Günümüzde her şey eğlenceye vuruluyor. Öğrenmek yerine eğleniyor ve oyalanıyoruz. Dolayısıyla kapitalist sisteme göre her şey müşteriyi kendisine çekecek şekilde gelişiyor. İzlediğimiz haberler bile daha fazla insanın izlemesi için eğlence odaklı. Her şeyin eğlence odaklı olması ise insanları bilgiden uzaklaştırıyor. Düşünmekten alıkoyuyor.

Bir diğer benzerlik sosyal medya kullanımı. Kötü hissettiğimiz zaman sosyal medyaya girip saatlerce vakit geçiriyoruz. Kafamızı oyalayabiliyoruz. Bu da Cesur Yeni Dünya dizisindeki insanları mutlu eden haplara benziyor. İşin ilginç yanı da bunları kendi irademizle, isteyerek yaptığımızı düşünüyoruz.

Sosyal medya demişken, belki karşınıza çıkmıştır. Şu sıralar sosyal medyada dolaşan şöyle bir haber var. EctoLife isminde Dünya’nın ilk yapay rahim tesisi kuruldu. Haberin detayları ise şöyle:

EctoLife, gebe kalmakta zorlanan, rahmi olmayan, hamilelik döneminin sancılı süreçlerinde zorlanan ya da evlat edinme gibi uğraştırıcı dönemleri yaşamak istemeyen insanlar için fırsat oluşturur. EctoLife sayesinde erken doğumlar ve sezaryenler geçmişte kalacak. Bebekler enfeksiyonsuz ortamda gelişecek. Her  basıncı, solunum hızı ve oksijen doygunluğu gibi yaşamsal belirtileri takip eden sensörler içerir. Yapay zeka tabanlı sistem bebeğin fiziksel özelliklerini izleyerek olası genetik anormallikleri rapor eder. Bu veriler doğrudan cep telefonundan takip edilebilir. Böylece bebeğin durumu her yerden takip edilebilir. Hatta bebeğinizin durumunu timelapse olarak bile izleyebilirsiniz ve sosyal medyada paylaşabilirsiniz. Uygulama üzerinden bebeğin dinleyebileceği çalma listelerini seçebilir hatta ona kendiniz bile bir şarkı söyleyebilirsiniz. EctoLife’ın amacı size seçimlerinizi yansıtan zeki bir evlat sağlamaktır.  

Al sana Cesur Yeni Dünya!

Bebeğinizin döllenmiş embriyosunu kapsüle yerleştirmeden önce tüp bebek yöntemi ile genetik olarak en üstün embriyo seçilir. Bu da bebeğinize herhangi bir biyolojik engele sahip olmadan Dünya’ya gelme şansı verir. Elit paketimiz embriyoyu yapay rahme yerleştirmeden önce bebeğinizin genlerini düzenleme fırsatı sunar. Bu sayede bebeğinizin herhangi bir özelliğini düzenleyebilirsiniz. Göz rengini, saç rengini, ten rengini, fiziksel gücünü, boyunu ve zeka seviyesini özelleştirebilirsiniz.

Üstelik bu tesis 9 ayda 30.000 bebek Dünya’ya getirme kapasitesine sahip. Peki bunu neden yapıyorlar? Bildiğiniz gibi son yüz yılda Avrupa’da doğum oranları ciddi seviyede düştü. Bu Avrupalılar için büyük bir sorun çünkü Müslüman ülkeler böyle giderse Dünya nüfusunun çoğunluğuna sahip olacaktı. Bilim insanları bu duruma engel olmak için bu yapay rahim tesisini kurdular. Her tesis 9 ayda 30 bin tane tasarlanmış bebek Dünya’ya getirebilecek. Bu bebekler büyüdüklerinde kuvvetlendirilmiş ve zekileştirilmiş olan geleceğin askerleri olacak. Tıpkı bir bilim-kurgu filmi gibi değil mi? Evet öyle. Yani gerçekten öyle. Böyle bir tesis aslında yok. Bilim kurgu filmi değilse bile kurgusal bilim videosu diyebiliriz.

Videonun içerisinde bir adam vardı dikkatinizi çekti mi bilmem. Bu adam Hashem Al-Ghaili ve kendisi bir yönetmen. Bu videonun konseptini de kendisi hazırlamış. Ancak sonradan sosyal medya kullanıcıları tarafından sanki gerçekmiş gibi paylaşılmış ve öyle de yayılmış. Yani EctoLife diye bir tesis yok. Bu arada paylaşan adam zaten Yemen’li. Yani Orta Doğulu. O yüzden Avrupalıların Müslüman nüfusunun artmasından korkmaları kısmı da doğru değil. Komplo teorisi onlar. Gerçek değil.

Peki bilim insanları rahim dışında canlı oluşumunu devam ettirebilir mi?

Bunu ABD’nin Pensilvanya eyaletindeki neonatologlar 2017 yılında incelediler. Erken doğan fetüs kuzularını tam olarak gelişimlerini tamamlaması için Bio-Bag isimli rahim benzeri bir ortam oluşturdular. Araştırmalar gebeliğin son evresindeki kuzuların gelişimlerini bu şekilde devam ettirebildiklerini gösterdi.

Bebeklerin en yaygın ölüm sebebi aşırı erken doğumdur. Normal süre olan 40 haftayı doldurmadan 23-24 haftalıkken doğan bebeklerin yaşama şansı çok düşük. Eğer bu sistem insan bebeklerine uygun hale getirilebilirse ,hayatta kalma şanslarının çok daha yüksek olduğu 28. Haftaya kadar yaşatılabilecek bir sistem geliştirilmesi amaçlanıyor.

Tabi fetüs kuzuları fetüs iken yapay rahme alındı. Yani zigot oluşumundan bebeğin doğumuna kadar geçen süre zarfında bebeğin gelişebileceği yapay bir rahim şimdilik yok. Onun yerine taşıyıcı anne var onda da tabi çocuğunuzun gelişimini timelapse olarak izleyemiyorsunuz maalesef.

İlerde EctoLife gibi bir tesis gerçekten var olur mu bilemem. Ama bu ve benzeri distopik gelecek filmleri insanları sürekli bir telaşa sürüklüyor. Tasarlanmış bebekler olmaması gereken bir durum olarak görülüyor. Ama bu günkü halimizden kimse şikayetçi görünmüyor. Bu gün benzer durum içerisindeyiz. Evet, yaşayacağımız şartlar altında mutlu olmak önceden beynimize kodlanmıyor ve hiçbirimiz yapay rahim tesislerinde üretilmedik. Buna rağmen aynı şeylere gülüyor, aynı şeyleri beğeniyor ve aynı şeyleri istiyoruz. Aşırı sosyal medya kullanımı insanları tekdüze hale getiriyor. Düşünmek yerine kaydırıyoruz. Eğlenmek ve oyalanmak hayatımızın büyük çoğunluğunu dolduruyor. Bu yüzden düşünmeye zamanımız kalmıyor. Bu gün insan üretmek için yapay rahim tesisi inşa etmeye gerek bile yok. Ve hiçbirimiz bunun farkında bile değiliz.

 

KAYNAKÇA

https://en.wikipedia.org/wiki/Hashem_Al-Ghaili Hashem Al-Ghaili

https://www.reuters.com/article/factcheck-concept-artificial-womb-idUSL1N33C1L5 Kurgusal 'yapay rahim tesisi'ni bağlam dışında gösteren Gerçeklik Kontrolü Videosu

https://www.webtekno.com/hamileligi-ortadan-kaldiracak-yapay-rahimler-h130560.html#:~:text=EctoLife%2C%20gebe%20kalmakta%20zorlanan%2C%20rahmi,insanlar%20i%C3%A7in%20tasarlanan%20bir%20konsept. Gelecekte Hamilelik Diye Bir Şeyin Kalmayacağının İlk İpuçlarını Veren Teknoloji: Yapay Rahimler

https://www.youtube.com/watch?v=O2RIvJ1U7RE EctoLife: The World’s First Artificial Womb Facility

https://dergipark.org.tr/tr/download/issue-file/25573 Kitap İncelemesi ALDOUS HUXLEY (BRAVE NEW WORLD) CESUR YENİ DÜNYA

https://www.youtube.com/watch?v=FejFKRht_qY 1984 vs Cesur Yeni Dünya

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi