Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Her şey göründüğü gibi mi? | KÜTLEÇEKİMSEL MERCEKLENME

      Görünen her şey göründüğü gibi midir? Gün içerisinde gördüğümüz olaylara inanırız. Çevremizdekilere de gördüğümüz ve inandığımız şeylerden bahsederiz. Hatta söylediklerimize inanılmadığını düşünürsek “gözlerimle gördüm” diye vurgularız. Gözümüzle gördüklerimiz doğru olabilir. Ama doğru olan şeyler gerçek olmak zorunda diye bir kural yoktur. Bu görsele iyi bakın. Siyah noktayı bulabilir misiniz? Aslında sadece beyaz noktalar var, siyah noktalar yok. Yok deseniz aslında var gibi, var deseniz gerçekte yok. O zaman bu ne? Buna Gerçek bir şeyin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesi anlamına gelen “illüzyon” ya da “yanılsama” deniyor. Aslında Einstein’in genel görelilik teorisinin sebep olduğu şey bir illüzyonu andırıyor. Bu gün biliyoruz ki büyük kütleli cisimler küçük kütleli cisimleri kendisine doğru çeker. Eskiden Dünya ve diğer gezegenlerin Güneşin çevresinden ayrılmadan dönme sebebini Güneş’in kütlesine bağlardık. Einstein genel görelilik teorisinde aslında

At neden L şeklinde gider

    Satranç oyunu aslında bir savaştır. İçinde kan olmayan zihinsel bir savaştır. Belki de kazananı olan tek savaştır diyebilirim. Zaten ortaya çıkma hikayesi de savaşmayı çok seven bir Krala dayanıyor. Bundan yıllar yıllar önce Hindistan’da savaş yapmaya doymayan bir kral yaşarmış. Bu kral her seferinde yeni bir savaş stratejisi denediği farklı ülkelere saldırırmış. Savaşacak bir durum var ya da yok bakmaz, bir şekilde savaş çıkarırmış. E haliyle halk bu kraldan bıkmış. İsyan çıkaralım demişler olmamış. Sonra akıllarına Hindistan’ın en bilge adamına danışmak gelmiş. Yanına gitmişler ve Ey alim bilge, bizi bu zalim kralın zulmünden kurtar demişler. Bilge adam bir müddet zaman istemiş. Aradan geçen birkaç gün sonra bilge adam elindeki kutuyla kralın kapısına gitmiş. Herkes merakla çevresine toplanmış. Kral kutuyu almış, kapağı açmış ve içinden... ...bugün satranç olarak bildiğimiz bu oyun çıkmış. Bilge adam oyunu anlatmış, kral oyunu o kadar sevmiş ki bir daha asla savaşmamış. H

Elektrikli araçların dijital motor sesleri

      Tarihte pek çok araba modeli görülmüştür. Bu arabaları insan gücüyle, hayvan gücüyle, buhar gücüyle ve petrol gücüyle çalıştırık. Yakın zamanda ise elektrikli otomobilleri yavaş yavaş görmeye başladık. Bu güne kadar gördüğümüz bu araçların hepsinin aslında kendine özgü sesi vardır. Örneğin bu sesi duyarsanız... bi tren olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Ya da bu ... bir at arabası. Ya da bu bir... teneke sesi. Ama Lamborghini yi de kabul ederim. Şimdi size bir elektrikli araç videosu izleteceğim. Aracın sesini iyi dinleyin. Bir şey fark ettiniz mi? Bu aracın motor sesi aslında dijital. Bu gün sokakta gördüğünüz elektrikli olmayan otomobillerin motor seslerinin farklı olma sebebi aslında motorun boyutlarıyla alakalı Farklı boyut, farklı silindir ve farklı pistonlar kullanıldığı için farklı sesler duyulur. Ancak elektrikli arabalar fazlasıyla sessizdir. E o zaman bu iyi bir şey değil mi? Sokaklar daha gürültüsüz olur. Neden dijital bir motor sesi tasarlama gereği duyuy

Ayaklarınla da tat alabilirsin

      Size bir soru: Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? Siz bunu düşünürken ben hem cevabı hazırlayım hem de biraz bir şeyler anlatayım. Bildiğiniz gibi canlılar birbirlerinden farklı özelliklere sahiptir. Aslında bu her canlıya verilmiş bir süper güçtür. Önemli bir güçtür. Ama o türe ait her canlıda bu güç bulunduğu için pekte önemli değildir. Mesela köpeklerin burnu insanlara göre binlerce kat daha fazla koku ayrıt eder. Köpek balıkları suyun içindeki kan kokusunu kilometrelerce öteden alır. Çitalar saatte 100km hıza kadar ulaşabilir, elektrikli yılan balıkları elektrik üretebilir aynı şekilde vatoz balıkları da öyle. Kaplumbağalar çok uzun yaşayabilirler. Tembel hayvan günün 18 saatini uyuyarak geçirebilir. Bu da bir süper güç sonuçta. Ağaçlar ve su yosunları oksijen üretir. Keçilerin göz bebekleri dikdörtgendir. Kuşlar uçar, balıklar suyun altında solunum yapar daha binlerce şey sayılabilir. Bizim sorumuza gelelim. Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? İşte bu, kelebek. Gönül is