Ana içeriğe atla

Bill Gates sivrisinek fabrikasını neden kurdu



    Geçen yüzyıldan bu güne ortalama insan ömrü neredeyse yarı yarıya arttı. 1900 lerde 31 yıl olan yaş ortalaması 1950 lerde 48, 2010 da 67 ve 2018 de ise 72 yıla kadar uzadı. Bunun sebebi de çiçek hastalığı, sıtma, çocuk felci ve tüberküloz gibi hastalıkların kontrol altına alınması ve daha temiz olan çevre koşulları.

Örneğin 1770 Amerikanın bağımsızlık savaşı yıllarında çiçek hastalığı yayılmaya başladı. Kalabalık ve hijyenik olmayan askeri kamplarda haliyle bu salgından korunulamıyordu. Çünkü iki insanın birbiriyle etkileşimi sırasında yayılıyordu. Çiçek hastalığı birçok insanı öldürdü, öldüremediğini de yüzlerindeki çiçek yarası izleriyle yaşamak zorunda bıraktı. Bu hastalığa karşı tek çare 26 yıl sonra bulunacak olan çiçek aşısıydı.

Bu aşının birkaç farklı yöntemi vardı. Bu yöntemlerden biri de Türk usulü çiçek aşısıydı. Bu teknik hastaların döküntülerinden toplanan irinin sağlıklı insanların derisinin altına uygulanmasıydı. Bu şekilde aşılanan insanların ölüm oranı %95 düşüyordu. 1721 yılında İngiltere’nin İstanbul büyük elçisinin eşi Lady Montagu gözlediği bu durumu ülkesine mektup yazarak bildirmişti. Hatta bu aşıya o kadar çok güveniyor ki kendi çocuklarına bile bu aşıdan yaptırmıştı. Böylelikle Türk usulü çiçek aşısı batıda yaygınlaşmış ve milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştı. 100 milyondan fazla insanın ölmesine neden olan bu hastalık 1977 yılında aşı sayesinde yeryüzünden tamamen silindi. DSÖ de çiçek aşısını zorunlu aşılar listesinden kaldırmıştı. Bu yüzden 1980 sonrasında doğan hiçkimsenin çiçek hastalığına karşı bağışıklığı yok. İsterseniz kendiniz de kontrol edebilirsiniz. Sol kola yapılan bu aşının izi mutlaka hala ordadır.  Ancak bu izi verem aşısı izi ile karıştırmayın. Verem aşısının izi buna benzerken, çiçek aşısının izi bunun gibi görünür. Neredeyse artık hiçkimsede çiçek aşısı izi olmadığına eminim. Çünkü bitmiş bir hastalıktan korunmak için böyle bir tedbir almaya gerek yok. Ancak bu da çiçek virüsünü Dünya’nın en güçlü potansiyel biyolojik silahı yapıyor. Yarın bir gün bu hastalığın virüsü bir şekilde yayılırsa çok büyük ölümcül sonuçları olacak.

Virüsler solunum yoluyla yayılabildikleri gibi enfekte olmuş sivrisinekler aracılığıyla da insanlara bulaşabiliyorlar. Bu böcekler efnekte oldukları hastalıkları ısırdıkları insanlara bulaştırarak her yıl yüz binlerce kişinin ölmesine sebep oluyorlar. Zaten insanları en çok öldüren canlılar arasında birinci sırada sivrisinekler yer alıyor. İkinci sırada ise insanın kendisi. Sivrisineklerin taşıdıkları bazı virüsler Zika virüsü, Batı Nil virüsü, Chikungunya virüsü, dang humması ve sıtmadır. Özellikle afrika kıtası sıtma hastalığının en yaygın olduğu kıtadır. 2019 yılında yapılan araştırmalara göre Afrika’da önde gelen ölüm nedenleri arasında sıtma 4. Sırada yer almaktadır. Birinci grup listede yer alan bu ölüm nedenlerinin hepsi aslında önlenebilir bulaşıcı hastalıklardır. Bunun asıl sebebi de Afrika’nın aslında yoksul ve düşük gelirli bir bölge olmasından kaynaklanır. Aslında Birinci Dünya savaşı sırasında sıtma tüm Dünya’yı etkileyen bir hastalıkken, hastalığın yayılmasını önleme çalışmaları sonucu gelişmiş ülkelerde kendisini gösteremiyor. En büyük sebebi de sivrisineklerin ilaçlamayla yok edilmesi.

Fakir ülkelerde ise bu çalışmalar yapılamıyor. Böcek ilacını bırakın aşılama çalışmaları bile yetersiz. Şimdi düşünün, çok zengin bir iş adamısınız. Maddi olarak sıkıntınız yok ve gelişmemiş ülkelerdeki önlenebilir bulaşıcı hastalıkları önlemek istiyorsunuz. Yani hem sivrisinekleri yok etmeli, hem de genel bir aşılama planı yapmalısınız. Peki tek taşla iki kuş vurabilir miyiz? Mesela aşıyı sivrisineklere enfekte edip o şekilde doğaya bıraksak? Böylece insanları sokan sivrisinekler aslında onlara aşı yapmış olmazlar mı?

Bill Gates’de buna benzer bir şey düşünmüş olmalı ki kendi kişisel blogunda bir sivrisinek fabrikasından bahsetmiş.

15 ağustos 2022 tarihinde şunları yazmış:

Kolombiya’daki Medelin şehrinde bulunan bu fabrikada bilim adamları milyonlarca sivrisinek üretiyorlar. Larvalardan yetişkinliğe kadar bir sivrisineğin sağlıklı şekilde büyüyebilmesi için onları doğru sıcaklıkta tutuyorlar ve kanla besliyorlar. Yani tüm ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Daha sonrasında bu sinekleri Kolombiya nüfusunu hastalık ve ölümle tehdit eden dang humması ve diğer virüsleri taşıyabilen vahşi sivrisineklerle üremeleri için onları ülkenin dört bir yanına salıyorlar.

Aslında bu iş için her ne kadar komplo teorileri üretilmiş olsa da yerel halk bu sivrisineklerden rahatsız gibi durmuyor. Hatta Dang hummasına yakalanan biri ile şöyle bir video paylaşmışlar: https://youtu.be/utUP_u428Z4

Peki bunu nasıl yapıyorlar? Bu fabrikada üretilen sivrisinekler taşıdıkları virüsleri insanlara bulaştırmalarını engelleyen Wolbachia adlı bakterileri taşıyor. Üretilen sivrisinekler yabani sivrisineklerle üremeleri için serbest bırakılıyorlar. Üreyen sivrisinekler de bu bakteriyi birbirlerine bulaştırıyor. Bu sayede virüsün bulaşması azalıyor ve sivrisinekler tarafından ısırılan insanlar hastalıklardan korunuyor.

10 haziran 2021 tarihinde Akademik bir dergi olan The New England Journal of Medicine dergisinde Wolbachia taşıyan sivrisineklerin dang hummaları vakalarının sayısını yüzde 77 ve dang humması nedeniyle hastaneye yatışları yüzde 86 oranında azalttığını gösteren sonuçları yayınladı. Bu da gösteriyor ki bu sivrisinek fabrikaları amacına ulaşıyor.

Dünya sivrisinek programı’nın internet sitesine baktığımızda hakkımızda kısmında kendisini “küresel toplumu sivrisinek kaynaklı hastalıklardan korumak için çalışan kar amacı gütmeyen şirketler grubu” olarak tanımlıyor. Sponsorlarına baktığımızda ise Bill Gates’in vakfıyla beraber aslında pek çok kişi ve gruplar tarafından desteklendiğini görebiliriz.

Her yıl yüz binlerce insanın ölümünden sorumlu olan sivrisinekler, sizce bu program sayesinde durdurulabilir mi? İnsanların canını hiçe sayan bu bakteri taşıyıcıları, gelişen teknolojiyle uçan aşılara dönüştürülebilir mi?

Tahmin edersiniz ki bu konu hakkında birçok komplo teorisi üretildi. Kimileri Bill Gates’in Dünya nüfusunu azaltmanın ya da yeni bir virüsü sinekler aracılığıyla Dünya’ya yaymanın peşinde olduğunu söylemeye başladı. Ancak ben asıl amacın bu olduğunu düşünmüyorum. Videomun başında da söylediğim gibi, bu gün hiçkimsenin çiçek hastalığına karşı bağışıklığı yok. Çiçek hastalığı virüsü olan variola virüsünün biyolojik bir saldırıda kullanılması gayet mümkündür.

Bu program başarılı olursa sivrisinekler en ölümcül hayvanlar listesinde ikinci sıraya gerileyebilirler. Ancak bu kez birinci baş etmemiz gereken insanın kendisi olacaktır.

 

KAYNAKÇA

https://www.gatesnotes.com/Health/Mosquito-Factory?WT.mc_id=20220826120000_Mosquito-Week-2022_BG-LI_&WT.tsrc=BGLI Bu fabrika haftada 30 milyon sivrisinek üretiyor. İşte neden.

https://www.gatesnotes.com/Health/An-amazing-breakthrough-in-fighting-dengue  Dang hummasıyla mücadelede bu inanılmaz buluş uçuşa geçiyor

https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa2030243 journal of medicine

https://www.ted.com/talks/bill_gates_mosquitos_malaria_and_education/transcript Sivrisinekler, sıtma ve eğitim

https://tr.euronews.com/2020/05/08/cicek-hastal-g-n-n-yok-edilisinin-k-rk-nc-y-l-donumunde-dunya-covid-19-salg-n-yla-mucadele Çiçek hastalığının yok edilişinin kırkıncı yıl dönümünde dünya Covid-19 salgınıyla mücadele veriyor 

https://bezmialem.edu.tr/sks/tr/Sayfalar/HaberDetay.aspx?newsId=2441&newsdetail=insanligi-etkileyen-bulasici-hastaliklar-ve-pandemiler  İnsanlığı Etkileyen Bulaşıcı Hastalıklar ve Pandemiler

https://evrimagaci.org/insan-omru-eskisine-gore-daha-uzun-mu-yoksa-sadece-bebekler-mi-daha-az-oluyor-3801 İnsan Ömrü Eskisine Göre Daha Uzun mu? Yoksa Sadece Bebekler mi Daha Az Ölüyor?

https://www.theguardian.com/society/2021/mar/28/how-mary-wortley-montagus-bold-experiment-led-to-smallpox-vaccine-75-years-before-jenner Mary Wortley Montagu'nun cesur deneyi nasıl çiçek hastalığı aşısına yol açtı 

 https://www.youtube.com/watch?v=xzYfN1V0UKs Çiçek aşısında Türklerin katkısı

https://www.trthaber.com/haber/saglik/asinin-tarihine-kisa-yolculuk-540152.html Aşının tarihine kısa yolculuk

https://evrimagaci.org/soru/neden-herkesin-sol-kolunda-asi-izi-var-21911 aşı izleri

https://www.cdc.gov/niosh/topics/outdoor/mosquito-borne/default.html#:~:text=Mosquito%2Dborne%20diseases%20are%20those,virus%2C%20dengue%2C%20and%20malaria. Sivrisineklerle Bulaşan Hastalıklar

https://africacheck.org/fact-checks/factsheets/factsheet-leading-causes-death-africa-2019 2019'da Afrika'da önde gelen ölüm nedenleri

https://www.youtube.com/watch?v=utUP_u428Z4&t=1s Kolombiya'daki toplulukların korunmasına yardımcı olmak

https://www.worldmosquitoprogram.org/en/work/collaboration/partners-supporters Dünya sivrisinek programı destekçileri

https://www.oxitec.com/en/our-technology#partners-and-funders oxitec

https://www.labiotech.eu/trends-news/gates-foundation-oxitec-malaria-mosquito/#:~:text=In%20its%20latest%20effort%20to,to%20protect%20crops%20from%20plagues. Gates Vakfı ve Oxitec Genetiği Değiştirilmiş Sivrisineklerle Sıtmayla Mücadele Ediyor

https://www.labiotech.eu/in-depth/oxitec-mosquito-borne-disease/ Sivrisinek kaynaklı hastalıklara karşı gelişen cephanelik

https://www.sciencefocus.com/nature/what-animals-kills-the-most-people/  Top 10: Dünyanın en tehlikeli hayvanları

https://www.youtube.com/watch?v=GKVikYJOjis Dünya Sivrisinek Programı - Wolbachia Yöntemimiz

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayaklarınla da tat alabilirsin

      Size bir soru: Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? Siz bunu düşünürken ben hem cevabı hazırlayım hem de biraz bir şeyler anlatayım. Bildiğiniz gibi canlılar birbirlerinden farklı özelliklere sahiptir. Aslında bu her canlıya verilmiş bir süper güçtür. Önemli bir güçtür. Ama o türe ait her canlıda bu güç bulunduğu için pekte önemli değildir. Mesela köpeklerin burnu insanlara göre binlerce kat daha fazla koku ayrıt eder. Köpek balıkları suyun içindeki kan kokusunu kilometrelerce öteden alır. Çitalar saatte 100km hıza kadar ulaşabilir, elektrikli yılan balıkları elektrik üretebilir aynı şekilde vatoz balıkları da öyle. Kaplumbağalar çok uzun yaşayabilirler. Tembel hayvan günün 18 saatini uyuyarak geçirebilir. Bu da bir süper güç sonuçta. Ağaçlar ve su yosunları oksijen üretir. Keçilerin göz bebekleri dikdörtgendir. Kuşlar uçar, balıklar suyun altında solunum yapar daha binlerce şey sayılabilir. Bizim sorumuza gelelim. Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? İşte bu...

Savunmasız kaldığında insanlar vahşileşebilir. | SUKU & Ritim 0

  Geçtiğimiz günlerde bir videoya denk geldim. Tolga Özuygur YouTube kanalında bir bitkiyi internetten herkesin sulayabileceği bir sistem yaptığı video paylaşmış. Yani bitkiyi internete bağlamış gibi bir şey olmuş. Sistem sadece bitkiyi sulamanızı sağlamıyor, toprağının nemini ölçen bir cihaza da bağlı. Bitki fazla sulanırsa suyun buharlaşma hızını artırmak için üzerine bir fan bağlanmış. Bu fan toprağın nemini bir nebze olsun azaltmaya yarıyor. Bu bitki dediğim gibi internete bağlı bir canlı. Binlerce insan bu bitkiyi Discord aracılığıyla saksıya yerleştirilmiş cihaz sayesinde belirlenen komutları sohbet bölümüne yazarak sulayabiliyor. Sudaki nem oranını öğrenebiliyor. Hatta yine Discord üzerinden bu bitkinin anlık olarak fotoğrafını çekip durumunu görebiliyoruz. Suku adı verilen bu bitkinin içinde bulunduğu deneyin amacı ise SUKU’yu yaşatmak. Saksısının fazla suyu atması için altında delikleri yok. Çünkü fazla sulanırsa fazla sulanması amaçlanmış zaten. Seçilen bitki ise ne susuz...

At neden L şeklinde gider

    Satranç oyunu aslında bir savaştır. İçinde kan olmayan zihinsel bir savaştır. Belki de kazananı olan tek savaştır diyebilirim. Zaten ortaya çıkma hikayesi de savaşmayı çok seven bir Krala dayanıyor. Bundan yıllar yıllar önce Hindistan’da savaş yapmaya doymayan bir kral yaşarmış. Bu kral her seferinde yeni bir savaş stratejisi denediği farklı ülkelere saldırırmış. Savaşacak bir durum var ya da yok bakmaz, bir şekilde savaş çıkarırmış. E haliyle halk bu kraldan bıkmış. İsyan çıkaralım demişler olmamış. Sonra akıllarına Hindistan’ın en bilge adamına danışmak gelmiş. Yanına gitmişler ve Ey alim bilge, bizi bu zalim kralın zulmünden kurtar demişler. Bilge adam bir müddet zaman istemiş. Aradan geçen birkaç gün sonra bilge adam elindeki kutuyla kralın kapısına gitmiş. Herkes merakla çevresine toplanmış. Kral kutuyu almış, kapağı açmış ve içinden... ...bugün satranç olarak bildiğimiz bu oyun çıkmış. Bilge adam oyunu anlatmış, kral oyunu o kadar sevmiş ki bir daha asla sava...