Ana içeriğe atla

Güneş tutulması bir savaşı bitirebilir mi? | Tutulma Savaşı, Halys Savaşı

 


    Evren birbirinden muhteşem doğa olaylarıyla doludur. Bunlardan biri de Güneş tutulmasıdır. Güneş tutulması hepimizin bildiği gibi Ay’ın Güneş ile Dünya arasına girmesiyle oluşur. Ay’ın gölgesi Dünya’nın üzerine düşer ve tutulma boyunca gölgenin düştüğü yerde Güneş görülmez. Bir de ay tutulması vardır. Bu Güneş tutulmasından farklıdır. Ay tutulmasında Dünya, Güneş ve Ay arasına girer. Bu sebeple Dünya’nın gölgesi Ay’ın üzerine düşer. Bu da Ay tutulmasıdır. Ay’ın farklı evreleri vardır. Bu 8 farklı evre yaklaşık 28 günde bir tekrarlanır. Bu evreler Ay’ın konumuna göre Güneşin aydınlattığı bölgelere göre isimlendirilmiştir. Peki Ay’ın evrelerine baktığınızda kafanızda bir soru belirdi mi?

Ay her Yeni Ay evresinde Dünya ile Güneş arasındaysa 28 günde bir güneş tutulması yaşanması gerekmiyor mu? Aynı şekilde Dolunay evresinde de Dünya’nın gölgesi Ay’ın üzerine düşeceği için Ay tutulması yaşanması gerekmiyor mu?

Her Yeni Ay’da Güneş Tutulmasını yaşamıyoruz. Sebebi ise Ay’ın Dünyanın etrafındaki dönüşüyle Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşünün aynı düzlemde gerçekleşmemesi. Yani bir tesbihin boncukları gibi ard arda dizili değiller. Ay’ın yörünge düzlemi 5 derece daha farklı.

Aynı zamanda Ay’ın çapı Güneş’ten çok daha küçük olduğu için her Yeni Ay sırasında Güneş tutulması yaşamıyoruz. Ay’ın Güneş’ten küçük olma sebebiyle Güneş tutulmaları da Dünya’nın her yerinde aynı olarak görünmüyor. Örneğin 25 Ekim 2022 de meydana gelen Güneş tutulması Türkiye’den gözlemlendiğinde Güneş’in %50’si Ay’ın arkasında kalıyorken, Avrupa’da bu oran %15 ile 30 arasındaydı. Tutulma maksimum değerde %82 ile Rusya’da gözlendi. Yani Ay Güneşin %82sini kapatmıştı. 25 ekim 2022 de gerçekleşen tutulma tam değil, kısmi Güneş tutulmasıydı. Bu da Dünya’da tam bir karartıya değil, parlaklığın ufakta olsa azalmasına sebep olmuştu.

Tam Güneş tutulmasını 2006 yılında deneyimlemiştim. O sıralar ilkokuldaydım ve tutulmayı izlemek için bahçeye çıktık. Kağıttan bir rulo hazırlamışlar önüne de Güneşi filtre etmesi için bir şey yapıştırmışlardı. Onu gözüme tutarak tutulmayı izlemiştim. Tabi tek değildim arkadaşlarım da yanımdaydı.

Güneşe bakmak gibi okulun bahçesine bakmakta ilgi çekiciydi. Çünkü hava aniden karardı ve birkaç dakika öyle kaldı. Sokak lambaları bile yandı bildiğin gece oldu. Birkaç dakika sonra da aniden güneş açtı yani Ay Güneş’in önünden çekildi ve sabah oldu.

Tabi 2006 yılında Güneş tutulması nedir, neden oluşur, niye böyle olur? Bu soruların cevapları bilindiği için etkileyici ama sıradan bir doğa olayıydı. Yani tutulma olacak diye dersimize ara verdik, çıktık, tutulmayı izledik, waow falan şaşırdık, sonra geri derse devam ettik. Peki 2006 yılında değil de mesela milattan önce falan olsaydık Güneş tutulması hayatımızı nasıl etkilerdi? Düşünün ki savaştasınız ve normalde aydınlık olması gereken bir vakit hava aniden kararıyor. Ne düşünürdünüz?

M.Ö 6. Yy’ın başlarında bu günkü Türkiye’nin Kızılırmak nehri civarlarında Medler ve Lidyalılar arasında bir savaş sürüyordu. Bu savaş Halys savaşı ya da Tutulma Savaşı olarak adlandırılmıştı. Halys aslında bu gün bildiğimiz Kızılırmak’ın eski adıdır. Bu sebeple savaş bu adı almıştır. Savaş altıncı yılında devam ederken günün aniden geceye dönüşmesi bu savaşı bitirmiştir. Antik Yunan tarihçisi olarak bilinen Heredot “The History of Herodotus” adlı kitabında bu olay sonrasında savaşın barış antlaşmaları ile sonlandığını yazar. Bu nedenle “Tutulma savaşı” olarakta adlandırılmıştır.  Heredot aynı zamanda Güneş ışığının kaybı olayının önceden Thales tarafından tahmin edildiğinden de bahseder.

Tabiki günümüz modern araştırmacılarından bazıları bu olayın gerçekliğine inanmıyorlar. E üzerinden çok fazla zaman geçti. Gerçektir, doğrudur, yanlışları vardır bilemem. Ama Heredot zamanında böyle bir olaydan bahsetmiş.  

Doğa hiçbir zaman taraf tutmaz. Doğal işleyişiyle devam eder. M.Ö bir Güneş tutulması yıllarca süren bir savaşı bitirmiş olabilir. Bu doğanın barış yanlısı olduğunu göstermez. Bu gün işleriniz yolunda gitmeyebilir. Bu uğursuz biri olduğunuzu göstermez. Yarın bir falcı size istemediğiniz şeyleri söyleyebilir. Bu öyle olacağı anlamına gelmez. İnsan ne yaşarsa ona göre düşünür. Ne isterse aklı ona göre çalışır. Hayat ise her zamanki doğal akışıyla ilerlemeye devam eder.

 

KAYNAKÇA

https://www.academia.edu/32406140/The_Battle_Of_The_Eclipse_May_28_585_BC_A_Discussion_Of_The_Lydo_Median_Treaty_And_The_Halys_Border_Polemos_19_2_2016_p_31_54 Tutulma Savaşı

http://classics.mit.edu/Herodotus/history.mb.txt  the history of Herodotus

https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_the_Eclipse Tutulma Savaşı

https://www.trthaber.com/foto-galeri/parcali-gunes-tutulmasi-turkiyeden-gozlemlendi/51327/sayfa-2.html

https://www.youtube.com/watch?v=cv_kR7BQwfU Güneş Tutulması ve Ay Tutulması Khan Akademi

https://tr.wikipedia.org/wiki/29_Mart_2006_G%C3%BCne%C5%9F_tutulmas%C4%B1 29 Mart 2006 Güneş tutulması

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi