Ana içeriğe atla

Okyanusta yaşamış 5 gizemli canavar



    Okyanuslar bilinmeyen gizemle doludur. Bu gün Dünyamızın %70 ini oluşturan okyanuslarımızın %95 halen keşfedilmemiştir. Okyanuslarda derinleştikçe artan su basıncı, onu keşfetmemizi engellemektedir. Uzay gözlemlerinde milyonlarca ışık yılı uzaklığını görebiliriz. Bir uzay sondası göndererek onlarca yıl boyu sürecek bir veri akışı sağlayabiliriz. Ancak okyanusun derinliklerine gönderilen bir sonda çok kısa bir görüş alanına sahiptir. Aynı zamanda basınçtan dolayı ömrü de kısadır. Bu gün bile derinliklerinde neler olduğunu tam olarak bilemediğimiz okyanuslarımızı 1700 lü yıllarda okyanusa açılan gemiciler de keşfetmek istemişlerdir. Ancak yüzeyinden aşağısını göremeyen denizciler, açıldıkları okyanuslarda gördükleri canlıları farklı canavarlara benzetmişler ve insanlara da bu şekilde anlatmışlardır. Bu gün varlığı hakkında kesin bir kanıt bulunamamış ama eski denizcilerin var olduğunu anlattıkları birkaç su altı canavarından bahsetmek istiyorum.

Lusca

Karayip mitolojisinde , Lusca bölgedeki en korkulan deniz canavarlarından birine verilen addır.  Karayipler'de yaşadığı öne sürülür.  Birkaç kez bu yaratığın Bahamalar'daki bir ada olan Andros'tan çok da uzak olmayan mavi deliklerden geldiği görülmüştür. Genel olarak lusca devasa bir ahtapot olarak tanımlansa da, bazıları bu görüşe katılmıyor. Bazen çok başlı bir canavar veya ejderha benzeri bir deniz yaratığı hatta kötü bir ruh formu olarak tanımlanır. Yıldırım hızında ve kana susamış devasa bir yırtıcı yaratıktır. Canavarın üst kısmı, sırt yüzgecine kadar bir köpekbalığı kafası ve gövdesinden oluşur.  Alt kısım bir ahtapot gövdesinden oluşur. 
Kimilerine göre Lusca boğulan bir kadının hayaleti, kimilerine göre ise şu anda sürgünde olan ve su altı mağarasında saklanmak zorunda kalan eski bir uygarlıktan kalmış son kalıntıdır.

Trunko

1924 yılında Güney Afrika’da görüldüğü bildirilen ne olduğu tanımlanamayan bir yaratığın adıdır. Bu canlının ilk kez kıyı açıklarında iki katil balinayla savaşırken görüldüğü ve bu savaşın yaklaşık 3 saat sürdüğü bildirilmiştir. Kendisini sudan 6 metre yükseğe fırlatabildiği söylenen bu yaratık tıpkı bir dev kutup ayısına benziyordu. Çünkü yoğun beyaz bir kürke benzeyen derisi vardı. Canlının fotoğraflarını inceleyen bir paleontolog bunun aslında çürüyen bir balina leşi olabileceğini söyledi. Ayrıca insanların çürüyen hayvan leşleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarından dolayı bu yaratığın canavar olduğu fikrinin ortaya çıktığını söyledi.

Leviathan

Mitolojiden ortaya çıkan bu yaratık, efsanelere göre denizde hükum süren kocaman bir canavardır. Kimileri onu dev bir su yılanı olarak tanımlarken kimileri de ejderha olarak tanımlamıştır. Aslında gerçek olmayan bu efsane, geçmişte yaşamış bir balina türüne ismini vermiştir. Livyatan melvillei. Bu tür yaşadığı dönemde diğer bir süper avcı olan Megalodon isimli köpek balığı türüyle aynı suları paylaşmıştır. İki türün de boyutları 21 metre civarıdır. Bu dev süper avcılar aynı suların altında avlanmak için birbirleriyle mücadele etmişlerdir.     

Scylla ve Charybdis

Bu iki canavar Homeros tarafından yazılmış efsanevi deniz canavarlarıydı. Yunan mitolojisinde Sicilya ve Calabria arasındaki Messina boğazında karşı karşıya yerleştirilmişlerdir. Scylla boğazın durgun tarafında yaşar. 6 uzun bacağa ve her bir bacağın ucunda ağzında üç sıra keskin diş bulunan korkunç bir başa sahiptir. Klasik sanatta, Üst gövdesi kadın, alt gövdesi ise balık kuyruğundan ve boğazlarında halkalar bulunan dört ile altı arasında köpek başından oluşan bir canavar şeklinde resmedilmiştir.

Charybdis ise boğazda yaşayan bir girdaptır. Suda ansızın bir girdap oluşturur ve suyu içine çeker. Bu da boğazdan geçen gemiler için büyük bir risk oluştururdu.

Kraken

Devasa bir ahtapot veya kalamar olarak tanımlayabileceğimiz efsanevi deniz canavarıdır. İskandinav kökenli bu canavar anlatılan efsanelere göre bir ada kadar büyüktür. Norveç ve Grönland civarında yolculuk eden denizcilerin korkulu rüyası olmuştur. Sadece efsane olarak bilinen bu yaratık 1853 yılında Danimarka kıyılarında dev bir kalamarın bulunmasıyla bilim alanında heyecan yaratmıştır. Ancak Krakenlerin varlığı hala bir efsanedir.

Suyun altında olanlar bir yana suyun üzerinde yolculuk etmenin bilinmezliğe doğru ilerlemek olduğu  bu gün bile denizler eski zamanlar gibi esrarengiz sırlarla dolu. Farklı olarak eskiden denizcilerin anlattıkları hüsnükuruntular bu gün artık anlatılmıyor. Bu gün elbette okyanuslar hakkında araştırmalar devam ediyor ancak ilerleme oldukça yavaş ve bizi uzay kadar cezbetmiyor. Bu gün sizlere eskiden var olduğu düşünülen birkaç farklı hayal ürünü deniz canlılarından bahsettim. Videomu beğendiyseniz araştırmalarıma destek olmak için kanalıma abone olabilir yorumlara düşüncelerinizi yazabilirsiniz.

 

KAYNAKÇA

http://www.derin.boun.edu.tr/?p=2090 DENİZLERİN DEV CANAVARI: KRAKEN

https://www.storyboardthat.com/tr/mythology/charybdis Yunan Mitolojisinde Charybdis

https://tr.wikipedia.org/wiki/Scylla#:~:text=Scylla%20(Yunanca%3A%20%CE%A3%CE%BA%CF%8D%CE%BB%CE%BB%CE%B1)%2C,ve%20bir%20kedi%20kuyru%C4%9Fundan%20olu%C5%9Fur. Scylla

https://en.wikipedia.org/wiki/Between_Scylla_and_Charybdis Scylla ve Charybdis arasında

https://www.yoair.com/tr/blog/under-the-sea-myths-and-legends-about-the-ocean-and-its-creatures/ okyanus canlıları hakkında mitler ve efsaneler

https://evrimagaci.org/livyatan-leviathan-nedir-efsanevi-deniz-yaratigi-gercek-mi-9689 Livyatan (Leviathan) Nedir? Efsanevi Deniz Yaratığı Gerçek mi?

https://www.allthingsnature.org/what-is-a-globster.htm Globster nedir?

https://en.wikipedia.org/wiki/Globster Önemli globster'lar

https://en.wikipedia.org/wiki/Trunko Trunko

https://tr.frwiki.wiki/wiki/Lusca Lusca

https://southernmostghosts.com/monsters-of-the-deep-the-luscas/ LUSCA - DERİNLERİN CANAVARLARI

https://www.denizbulten.com/yazar-efsanevi-deniz-yaratiklari-61.html

Efsanevi Deniz Yaratıkları

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi