Ana içeriğe atla

Berlin'de PATLAYAN DEV AKVARYUM | AQUADOM

 

  


    Manzarası bir dev bir akvaryum olan bir otelde kalmak size cazip gelir miydi?

Örneğin Dubai’de bulunan Atlantis oteli çok büyük bir akvaryuma sahip ve otelin bazı odalarının manzaraları bu akvaryuma bakıyor  aynı zamanda restorantı da bu akvaryuma bakıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=_LsrtxV-bpI

Bir başka örnek Singapur’da bulunan Resorts World Sentosa isimli tatil köyünün odaları. Bu odaların camları direkt olarak koca bir akvaryumun içini görüyor.

https://www.youtube.com/watch?v=ES9eRNDc_CA

Bu manzaralar çok farklı ve ilgi çekici görünse de bazı insanlar için korkutucu olabiliyor. Daha önce böyle bir otel odasında camın kırılması sonrasında istenmeyen durumla sonuçlanan bir turist haberi okumadım. Ama dev akvaryumların camlarının kırılmasıyla içindeki tonlarca suyun boşalması ve binlerce balığın telef olması hakkında haberler var. Ne kadar dayanıklı yapılsalar da birkaç gün önce Berlin’de benzer bir durum daha yaşandı. Almanya’nın başkenti Berlin’de 1500 tropik balığın bulunduğu dev akvaryum AquaDom patladı. Herhangi bir ölü yok. Balıklar dışında.

Otelin lobisinde yer alan ve içinde 1 milyon litre yani 1000 ton su barındıran dev akvaryum Dünya’da bir yere dayanmadan duran en büyük akvaryum olarak biliniyordu. Patlama sonrasında sular sokağa kadar taştı ve otelde kalanlar tahliye edildi.

Bu dev akvaryumun içerisinden bir asansör geçiyordu. Bu asansörün içinden içerideki deniz yaşamı izlenebiliyordu. Aynı zamanda otelin akvaryum manzaralı odaları vardı. Ancak bu odaların camları direkt olarak akvaryumdaki suyu tutmuyorlardı. Akvaryuma biraz uzaktan bakan odalardı.

Patlama sonucu akvaryumun içerisindeki su tamamen boşaldı ve otelin içerisinde büyük bir hasara sebep oldu.

Guinnes Rekorlar kitabında “Dünyanın en büyük silindirik akvaryumu olarak” geçen bu akvaryumun içerisinde 100 ayrı türden tropik balık vardı. Akvaryumun patlamasıyla beraber hepsi telef oldu. Aynı zamanda otelin bulunduğu caddenin binadan taşan fazla miktardaki su sebebiyle kapatıldığı da haberler arasında. Aslında haber daha taze. Bu sebeple herkes bir şeyler yazmış. Akvaryumun yüksekliği konusunda bile kimse hemfikir değilken, bu patlamaya neyin sebep olduğunu söylemek şimdilik mümkün değil.

Buna benzer bir olay 2012 yılında Çin’in Şangay kentinde de yaşanmıştı. Çinde bulunan bir alışveriş merkezinin içindeki dev akvaryum patlamıştı. Köpek balıklarının da bulunduğu Akvaryumdan 33 ton su fışkırdı. Ölen olmadı ancak yaralananlar olmuştu.

2012 yılında Çin’deki akvaryum patlamasının sebebi ısı ayarının bozulmasıyla açıklandı. Bakalım 2022 yılında Almanyadaki bu akvaryum patlamasının sebebi ne olarak açıklanacak.

Şimdi böyle bir risk almaya ne gerek var? Otelde veya avm de devasa akvaryum olmasa kim küsüyor diye düşünebilirsiniz. Aslında kimse küsmüyor doğru. Ancak bu tür farklı tasarımlar insanların ilgisini çekebiliyor ve bu da ticari yerler için müşteri anlamına geliyor. Yani geçici reklamını yapmaya milyonlar harcayacağına kalıcı bir reklam yapıyor ve ona milyonlar harcıyor. Ama bu tabiki dev akvaryumla sınırlı değil. Örneğin Çinde bir bina şelale gibi tasarlanmış ve 108 metre yükseklikten aynı suyu sürekli devirdaim yapan bir sisteme sahip. Bu bina da insan yapımı en yüksek şelale olarak rekorlar kitabına adını yazdırdığı gibi, Dünya’ya da reklamını çok güzel bir şekilde yapmış. Tabi yüksek elektrik maliyetleri ve su israfı sebebiyle çok nadiren aktif hale getiriliyor. Bu konuyla ilgili de daha önce bir video hazırlamıştım. Ona da bakabilirsiniz. Geçici bir reklama milyonlar harcayıp sonrasında unutulmasındansa bu şekilde farklı tasarımlar “şelaleli bina” ya da “dev akvaryumlu otel” olarak aklımızda kalıyor. Ya da işler planlandığı gibi gitmiyor ve “aa bu dev akvaryumu patlayan otel değil mi” olarak aklımızda kalıyor. Her türlü yine aklımızda. Sonuçta ne demişler: reklamın iyisi, kötüsü olmazmış.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Kanalıma destek olmak için abone olabilir, konu hakkındaki fikirlerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi