Ana içeriğe atla

JAPONYA'NIN ROKETİ NEDEN KENDİNİ İMHA ETTİ? | JAXA H3 BAŞARISIZ OLDU


    Uzay araştırmaları eskiden ulusal bir işti. Sovyetler Birliğinin ve Amerikanın ulusal uzay araştırma daireleri vardı. Tabi daha sonradan bu olay özel sektöre kaydı. Space X ve Blue Origin gibi özel şirketler kendi roketlerini tasarladılar ve kendi araçlarını uzaya gönderdiler. Bu şirketlere bazı devletler rakip olmaya çalışıyor. Örneğin Japonya Uzay Araştırma Ajansı. Tam 9 yıldır üzerinde çalıştıkları H3 adlı roketi 7 Mart 2023 tarihinde fırlatma denemesi yaptılar. Ancak deneme başarısızlıkla sonuçlandı. Peki Japonya gerçekten SpaceX’e rakip olabilecek mi? Uzay taşımacılığı pazarında kendine yer bulabilecek mi?

Uzay araçları farklı bölümlerden oluşur. Bu bölümleri roket kısmı ve mürettebatı taşıyan kısım olarak ikiye ayırabiliriz. Uzay aracı yükselmek için roketlere ihtiyaç duyar. Roketlerin içerisindeki yakıt bittiğinde ise onlardan kurtulması gerekir. Çünkü artık gereksiz yük haline gelmişlerdir. Uzay seyahatlerinin çok yüksek maliyetli olma sebeplerinden biri de yeniden kullanılamayan roketler olarak görülebilir. Yeniden kullanılamayan roketler An expendable launch vehicle ya da kısaca ELV olarak adlandırılır. Yani tek kullanımlıktır.

Mürettebatı taşıyan bölüm Dünya’nın çekim alanından kurtulduktan sonra roketlerden ayrılır. Roketler ise yerçekimi etkisine kapılarak Dünya’ya çakılırlar. Çakılan bu roketlerin onarımı da yüksek maliyetlere sebep olur aynı zamanda onarmaktansa yenisini yapmak daha sağlıklı ve güvenlidir.

Ancak bu iş ulusallıktan çıkıp ticarileşmeye başlayınca işler biraz değişti. Hepimiz biliyoruz ki ticari şirketlerin ticari kaygıları vardır. İnsanları uzaya çıkarmayı amaçlayarak kurulan SpaceX veya Blu Origin gibi şirketler uzaya çıkma maliyetini minimuma indirmek için çalışıyorlar. Bunun için de imkansızı başarma peşindeler. Yolcuları uzaya fırlattıktan sonra fırlatma roketlerini tekrar dik bir şekilde yer yüzüne indirmek üzerine çalışıyorlar. Hatta başarılı da oldular. Bu tarz roketlere ise A Reusable Launch Vehicle ya da kısaca RLV deniyor. Yani yeniden kullanılabilir fırlatma aracı.

Bu da roket maliyetini önemli ölçüde düşüren bir gelişme. Her susadığınızda gidip bir şişe su almak yerine suyunuz bittikçe aynı şişeyi doldurup kullanıyormuş gibi düşünün. Hatta bu işin zorluğunu anlamak için içinde biraz su bırakıp havada çevirerek yerde dik bir şekilde durdurmaya çalışın. Mümkün ama çok zor. Üstelik her attığınızda dik durması gerekiyor.

Bu şirketler o kadar başarılı oldular ki NASA ile ortaklaşa çalışıyorlar. NASA 2025 yılında Ay’a tekrar insan göndermeyi planlıyor. Bilimsel araştırmalarda kullanılacak araçların taşınması için ise bu ticari uzay şirketleriyle çalışacak. Ayrıca Avrupa uzay ajansı, Japonya Uzay ajansı ve Kanada Uzay ajansı ile de ortak çalışma yürütecek.

NASA’nın 2025 yılı için planladığı Artemis III göreviyle Ay’ın hiç keşfedilmemiş olan güney kutbuna gidilecek.  Bu görev için dört astronot görevlendirilecek. Ancak bu kez astronotlardan biri kadın olacak. Artemis projesi Ay’da kalıcı yapılar inşa etmek, Ay’a yerleşmek ve sonrasında Mars’a insan göndermek için bir adım olarak görülüyor. Hedefin Güney kutbu seçilme sebebi ise Ay’ın güney kutbunda donmuş halde suyun keşfedilmiş olması.

Ay’a yolculuk sırasında da ticari uzay şirketleri Gateway’e yani Ay yörüngesinde kurulması planlanan uzay istasyonuna kargolar taşıyacak. Hatta mürettebatı taşıyan Orion adlı aracı da, SpaceX in Falcon 9 roketleriyle fırlatma fikri düşünüldü.  Ancak NASA Falcon roketinin yeterli güce sahip olmadığını düşünerek NASA’nın  geliştirdiği SLS roketini kullanmayı tercih etti.

Bu özel şirketler kendilerini o kadar geliştirmişler ki bazı devletler bu şirketleri rakip olarak görüyor. Örneğin Japonya Uzay Araştırma Ajansı olan JAXA. Japonlar H3 adında bir fırlatma roketi geliştirdiler. Ancak bu roket “An expendable launch vehicle” yani tek kullanımlık bir fırlatma aracı. Jaxa Buna rağmen H3 roketinin fiyatını SpaceX’in Falcon 9 roketiyle rekabet edebilir hale getirmeyi planlamıştı.

2013 yılında geliştirilmeye başlanan H3 roketinin tamamlanması yaklaşık 9 yıl sürdü. 17 şubat 2023 yılında ilk fırlatma denemesi yapılacaktı. Ancak bir takım arızalar nedeniyle fırlatma ertelendi. 7 Mart 2023te ise ikinci fırlatma denemesi yapıldı. Fırlatma başarıyla gerçekleşti. H3 roketi içerisinde Kuzey Kore’nin balistik füze fırlatmalarını tespit etmek için kara gözlem uydusu olan ALOS-3’ü taşıyordu.

Uzay aracı belirli bir irtifada yükselirken bir süre sonra roketin hızının düşmeye başladığı fark edildi. İkinci aşama motor ateşlenememişti. Bu nedenle roket imha edilmek zorunda kalındı ve kendini imha et komutu verildi. Tabi bu olay çok yüksekte gerçekleştiği için yeryüzünden herhangi bir kamera ile görüntülenemedi. H3 roketi ise içerisinde bulunan ALOS-3 uydusu ile Filipinler’in doğusundaki okyanusa düştü.

 Bu fırlatmayı SpaceX fırlatma yayınlarıyla kıyaslarsanız aslında SpaceX in sadece roket fırlatmadığını, aynı zamanda kendisini Dünya’ya ne kadar başarılı bir şekilde pazarladığını da görebilirsiniz. SpaceX kendi reklamını o kadar güzel yapıyor ki roketlerin yörüngeye çıkmasını izlemeyi bırak, mürettebatı taşıyan dragon kapsülünün uluslararası uzay istasyonuna kenetlenmesini bile canlı yayın olarak göstermişti.

Aynı zamanda H3 roketi Falcon9 roketine rakip olarak tasarlanmıştı. Düşük maliyeti ve artırılan fırlatma kapasitesi ile uydu fırlatma pazarına katılması bekleniyordu. H3 roketinin bu başarısızlığı Japonlar için  büyük bir darbe oldu.

Bir başka sorun da Japon mühendislerin yeniden kullanılabilirlik konusunda endişelenmeden H3 roketlerini tasarlamış olması. Eğer yeniden kullanılabilir roketler tek kullanımlık roketlerin önüne geçerse Japon roketlerinin bu pazarda tutunması gerçekten zor olacak.

Amacım kesinlikle Japonya’yı küçümsemek değil. Sadece SpaceX in ne kadar zor bir şeyi başardığını anlatmaya çalışıyorum. Alçak Dünya yörüngesine bir şey oturtmak kesinlikle kolay bir iş değil. Space X bunu her ne kadar kolaymış gibi gösterse de başlangıçta çok başarısızlıkları oldu. Doğrusunu bulana kadar sürekli başarısız oldular. JAXA H3 roketinin daha ilk fırlatma denemesini gerçekleştirdi. Önemli olan zaten başlamak. Doğrusu elbet bir şekilde bulunacaktır. Sonuçta ne demişler, büyük başarıların arkasında büyük başarısızlıklar yatar.

 

KAYNAKÇA

https://www.theguardian.com/world/2023/mar/07/japan-h3-rocket-fails-after-liftoff-self-destruct Japonya'nın H3 roketi, ikinci görev denemesinde kalkıştan sonra başarısız oldu

https://www.bbc.com/news/world-asia-64871603 Japonya, başarısız fırlatmada amiral gemisi H3 roketini imha etmek zorunda kaldı

https://japannews.yomiuri.co.jp/science-nature/technology/20230307-95564/ Japonya'nın Yeni H3 Roketi Başarısız Oldu

https://arstechnica.com/science/2023/02/after-a-decade-in-development-japans-h3-rocket-is-ready-for-its-debut/ On yıllık geliştirme sürecinden sonra, Japonya'nın H3 roketi ilk çıkışına hazır

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lizbon Günübirlik Tur Rehberi | Lizbon / PORTEKİZ

  Herkese merhabalar. Portekiz/Coimbra’da Erasmus yapıyorum. Bugün Lizbon’a gideceğim. Sadece ilk durağımız olan Terreiro da Paço’ya metro aracılığıyla geldim. Ondan sonrasını yürüyerek devam ettim. Rotamın son durağından ise otobüsle tekrar otogara geçerek Coimbra’ya döndüm. İsterseniz turumuza başlayalım.  1.       Lizbon Katedrali, Largo da Sé 1, 1100-585 Lisboa Burası lizbon katedrali. 12. Yy da inşa edilmiş ve Lizbon şehrinin en eski katedralidir. Burası eskiden Araplar tarafından cami olarak kullanılmış ama sonradan portekizin ilk kralı buradaki camiyi yıkıp yerine bu katedrali inşa ettirmiş. Bu nedenle sadece ibadet merkezi olarak değil Arapların geri dönmesine karşın kale olarak kullanılmış. Daha sonraları depremlerden etkilenmiş ve farklı değişimlere uğramış. Ama O günlerden günümüze kadar gelmeyi başarmış. Aynı zamanda yine bu yol üzerinden geçen meşhur “28 no lu tramvay” ı görüyoruz. Eğer isterseniz binme imkanınız tabiki var. Ama biz ...

Ayaklarınla da tat alabilirsin

      Size bir soru: Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? Siz bunu düşünürken ben hem cevabı hazırlayım hem de biraz bir şeyler anlatayım. Bildiğiniz gibi canlılar birbirlerinden farklı özelliklere sahiptir. Aslında bu her canlıya verilmiş bir süper güçtür. Önemli bir güçtür. Ama o türe ait her canlıda bu güç bulunduğu için pekte önemli değildir. Mesela köpeklerin burnu insanlara göre binlerce kat daha fazla koku ayrıt eder. Köpek balıkları suyun içindeki kan kokusunu kilometrelerce öteden alır. Çitalar saatte 100km hıza kadar ulaşabilir, elektrikli yılan balıkları elektrik üretebilir aynı şekilde vatoz balıkları da öyle. Kaplumbağalar çok uzun yaşayabilirler. Tembel hayvan günün 18 saatini uyuyarak geçirebilir. Bu da bir süper güç sonuçta. Ağaçlar ve su yosunları oksijen üretir. Keçilerin göz bebekleri dikdörtgendir. Kuşlar uçar, balıklar suyun altında solunum yapar daha binlerce şey sayılabilir. Bizim sorumuza gelelim. Hangi canlı ayaklarıyla tat alabilir? İşte bu...

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geç...