Ana içeriğe atla

Titanik'e dalan denizaltı neden güvensizdi?

 


 18 Haziran 2023 Pazar

Titaniği battığı yerde görmek isteyen 5 kişi OceanGate isimli özel bir şirketin denizaltısıyla yola çıkmak için hazırdı. Okyanus yüzeyinden 4000 metre derine ineceklerdi. Bu yolculuk her biri için 250,000 dolara mal olmuştu. Bu seyahat şirketin titaniğe üçüncü yolculuğuydu. 2021 yılından beri insanları Titanik enkazını gezdiren turlar düzenliyorlardı. Şirketin web sitesine göre OceanGate ayrıca ticari projeler ve bilimsel araştırmalar için mürettebatlı sualtı araçları da sağlıyordu.Titanik’i görmek için yola çıkacak olan denizaltının adı Titan’dı. Son derece küçük bir denizaltı olan Titan yaklaşık 6 metre uzunluğunda, 2,5metre genişliğinde ve 2,5metre yüksekliğindeydi. Aynı zamanda Titan bir oyun konsolu kumandasıyla kontrol ediliyordu. Titan’ın önünde dışarıyı izleyebilmek için bir pencere bulunuyordu. Kapısı ise sadece dışarıdan açılıp kapatılabiliyordu. İçerisindeki yolcuların hayatta kalabilmesi için ise 96 saat boyunca yetecek su, oksijen ve gıda barındırıyordu. Yolcu kapasitesi ise beş kişiyle sınırlıydı.

 Bu kez bu tura katılacaklar Gemiyi işleten OceanGate’in kurucusu ve genel müdürü Stockton Rush ; İngiliz bir işadamı ve kaşif olan Hamish Harding ; Pakistan'ın en zengin ailelerinden birinden bir başka İngiliz işadamı Shahzada Dawood ve oğlu Suleman ; ve Titanik enkazına 35'ten fazla dalış yapan Fransız denizcilik uzmanı Paul-Henri Nargeolet dı. Her şey olması gerektiği gibiydi. Dalış başarıyla gerçekleşti. Ancaak dalıştan 1 saat 45 dakika sonra, denizaltı ile bağlantı kaybedildi.

Acilen kurtarma birimlerine haber verildi. Kurtarma operasyonu ABD sahil güvenliğinin liderliğinde ve Kanada sahil güvenliğinin desteğiyle başladı. The Deep Energy adlı, 3 bin metreye kadar su altına kablo döşemek için kullanılan bir gemi de kurtarma çalışmalarına yardım ediyordu. Bu geminin, 3 bin metre derinliğe kadar inebilen iki insansız aracı bulunuyordu. Bu araçlar Deep Energy’ye birer kabloyla bağlıydı. Titanik’in kalıntıları deniz yüzeyinden 3 bin 800 metre aşağıda olduğu için Titan yüzeye oturmuşsa bu iki insansız araçla görülemezdi. Fakat 3 bin metre ve yukarısında bir noktada bulunuyorsa bu araçlar Titan’ı tespit etmeye yardımcı olabilir diye düşünülmüştü. Aynı zamanda Fransa’nın da göndereceği  ve derin denizlere inebilen Atalante adlı bir gemi de bölgeye gelmişti. Gemilerin yanı sıra ABD ve Kanada’nın sonar yeteneğine sahip, denizaltını inceleyebilen uçakları da kullanılmıştı. Bu sonarların bir kısmı deniz altından gelebilecek motor sesleri gibi sinyalleri dinlerken bazıları da deniz altına sinyal gönderip gelen yansımalarla aracın yerini tespit etmeye çalıştı. Resmen tüm Dünya bir oldu, denizaltındaki milyonerleri kurtarmaya çalıştı. 

Bu süre zarfında Titan’ın içerisinde neler olduğunu tam olarak söyleyebilmek imkansızdı. Ama tahmin edilen bazı senaryolar vardı.

Mesela Titan bir acil durum nedeniyle ağırlığını azaltarak yüzeye çıkmış olabilirdi. Eğer böyle olduysa araç suyun yüzeyinde olmalıydı.

Diğer senaryo ise Titanın içerisine su sızdırmış olmasıydı. Böyle bir durumda ise içerisi su dolacağı için hayatta kalma ihtimalleri çok düşük olacaktı.

Bir diğer senaryo ise Titan’ın okyanus tabanına oturmuş olmasıydı. Bu durumda ise yapılabilecekler çok kısıtlıydı. Çünkü su yüzeyinin yaklaşık 4 km altındaki 10 tonluk bir aracı kurtarmak tahmin edebileceğiniz gibi çok zor bir iş olacaktı. Hatta kimilerine göre imkansızdı.

Pazar günü kaybolan Titan’ı arama çalışmaları günlerce devam etti.

22 Haziran 2023 Perşembe

Titan’ın batmasının ardından 4 gün geçmişti. 96 saat dolmuştu. Titan bulunsa bile içerisindeki oksijenin bittiği düşünülüyordu. Ancak buna rağmen arama çalışmalarına devam edildi.

Yine aynı Perşembe günü akşamı okyanus içerisinde Titan’a ait enkaz parçaları bulunduğu açıklandı. ABD sahil güvenliği yetkilisi Mauger, bulunan enkazın denizaltının basınçan dolayı patlamasıyla tutarlı olduğunu açıkladı. Denizaltı enkazını ise Titanik’in pruvasına 488 metre uzaklıkta ve yüzeyden 4 km derinlikte bulduklarını kaydetti. Aynı zamanda enkazın 5 parçaya ayrıldığını bunun da olayın ne kadar feci olduğunun göstergesi olduğunu söyledi. 

Titan derin okyanus suları içerisinde yüzeyle olan bağlantısını kaybetmiş, ardından her ne olduysa basınca dayanamayarak  feci bir şekilde ezilmişti. Tanrının bile batıramayacağı gemi olarak nitelendirilen Titanik 15 Nisan 1912 de buz dağına çarptıktan sonra Kuzey Atlantik sularına gömülmüştü. Olayda 1500 den fazla kişi hayatını kaybetmiş, kimi boğularak, kimi de buz gibi sularda donarak hayatını kaybetmişti. Aynı gemi bugün yaklaşık 110 yıl sonra 5 kişinin daha hayatını kaybetmesine neden olmuştu.

Peki suç gerçekten Titanikte miydi? Titan ne kadar güvenilirdi?

Denizaltılar genellikle ABD nin ABD denizcilik bürosu gibi kurumlarca sertifikalandırılıyorlar. Ancak Titan denizaltısının herhangi bir sertifikası yoktu. Titan uluslararası sularda çalıştığı için herhangi bir güvenlik düzenlemesine tabii değildi veya herhangi bir kuruluş tarafından onaylanmamıştı. Bu nedenle Titan ile yolculuk yapan her yolcunun Titan’ın deneysel bir gemi "olduğunu bildiklerini doğrulayan bir feragatname imzalaması gerekiyordu. Yani denizaltına binen kişiler bu aracın herhangi bir düzenleyici kurum tarafından onaylanmadığını, sertifikalandırılmadığını, sonucunun fiziksel yaralanma, sakatlık, duygusal tramva ve hatta ölümle bile  sonuçlanabileceğini kabul ediyorlardı. Simpsons’un da yapımcısı olarak görev alan Mike Reiss de daha önce OceanGate şirketinin Titan aracıyla Titanik’i görmeye gittiğini belirterek “daha tekneye binmeden önce birinci sayfada üç kez ölümden bahseden uzun bir feragatname imzaladım” diye açıklama yapmış.

Gelelim OcenGate’in CEO su olan Stockton Rush’un yaptığı bir açıklamaya. Rush bir yazısında 1993 tarihli ABD Yolcu Gemisi Güvenlik Yasası'nın "yolcu güvenliğini ticari yeniliğe göre gereksiz yere önceliklendirdiğini" söylüyor. 2022 de verdiği bir ropörtajda ise CBS News’e şunları söylemiş: "Bir noktada güvenlik tamamen boşa gidiyor. Yani, sadece güvende olmak istiyorsan yataktan kalkma. Arabana binme. Hiçbir şey yapma."

Bu açıklamalarının dışında güvenlik konusunda endişeye düşüren bir başka olay, OceanGate’in deniz operasyonları direktörü Lochridge’nin, Titan’ın güvenliği konusunda endişe duyduğu hususlar hakkında hazırladığı rapor. Lochridge’e göre Titan bir ajans tarafından değerlendirilip sertifikalandırılmalıydı. OceanGate gizlilik sözleşmesini ihlal ettiği ve hileli beyanlarda bulunduğu konusunda Lochridge’ye dava açtı. Titan’ın güvenli bir şekilde faaliyet gösterebilmesi hususunda endişelerini dile getirdiği için işine son verildi. Ancak birkaç ay sonra bir şekilde iki tarafta anlaşmaya varmış. Artık ne oldu ne bitti bilmiyorum.

Bir başka konu da denizaltının kapısının sadece dışarıdan açılıp kapatılabiliyor olması. Bir şekilde Titan ağırlıklarından kurtulup yüzeye ulaşsaydı ve bir şekilde kara parçasına sürüklenseydi, o insanlar orda bulunup Titan’ın kapısı açılmadığı sürece yine oksijensiz kalacaklardı.

Bir başka endişe duyulacak konu ise denizaltının bir joystick tarafından yönlendiriliyor olması. Hatta bir de denizaltının açma kapama düğmesi var. Tamam teknolojidir yeniliktir her şeyi olabildiğince kolay ve sıradanmış gibi göstermektir ama bu kadarı da işini hafife almakmış gibi hissettiriyor. Bir denizaltı bu kadar basit şekilde kontrol edilmemeli. Diye düşünüyorum. Ancak Şirketin CEO su Rush böyle düşünmüyor olmalıydı ki "Bu, büyükbabanın denizaltısı değil. Yalnızca bir düğmemiz var, o kadar. Bir asansör gibi olmalı; çok fazla beceri gerektirmemeli.” Diye açıklama yapmış.

Ama ne yazık ki kendisi de bu trajedi sonucunda, şirketin kurucusu olduğu halde görmeye indiği titanik gezisinden, yüzeye tekrar canlı olarak çıkamadı.

Bu olay da artık sanırım unutulmayacak bir facia olarak tarihe geçecektir. Eğer videomu beğendiyseniz abone olup bir yorum bırakarak kanalımın gelişmesine destek olabilirsiniz. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın!

 

KAYNAKÇA

https://www.nytimes.com/2023/06/20/us/missing-submarine-titanic-search.html#:~:text=U.S.%20and%20Canadian%20crews%20are,went%20missing%20on%20June%2018. Titan Denizaltısını Bulma Yarışı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

https://www.bbc.com/turkce/articles/cw0xxl7r9d2o Titan ne kadar güvenilir?

https://www.ntv.com.tr/dunya/titanda-umutlar-sondu-denizaltidakiler-hayatini-kaybetti,wVMmShsSlEG5NJQ8mteH8w Titan'da umutlar söndü: Denizaltıdakiler hayatını kaybetti

https://en.wikipedia.org/wiki/2023_Titan_submersible_incident 2023 Titan dalgıç olayı

https://unsungscience.com/news/back-to-titanic-part-1/#:~:text=pek%20yard%C4%B1mc%C4%B1%20olmuyor%3A-,RUSH,-%3A%20Biliyorsun%2C%20bir%20s%C4%B1n%C4%B1r Yani, sadece güvende olmak istiyorsan, yataktan kalkma. Arabana binme. Hiçbir şey yapma. 

https://nypost.com/2023/06/20/i-was-titanic-sub-passenger-waiver-said-death-three-times/#:~:text=63%20ya%C5%9F%C4%B1ndaki-,Reiss,-%2C%20The%20Post%27a%20%22%C3%96l%C3%BCm Daha tekneye binmeden önce, birinci sayfada üç kez ölümden bahseden uzun, uzun bir feragatname var.

https://edition.cnn.com/2023/06/21/us/inside-missing-titan-submersible-titanic-tour/index.html 'Dedenizin denizaltısı değil'

https://people.com/oceangate-titan-submersible-everything-to-know-7551180

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SEWOL FACİASI

     16 Nisan 2014 saat 07:30 Güney Kore’de Sewol feribotu ağırlıkta lise öğrencileriyle beraber toplamda 476 kişiyi taşıyordu. Üçüncü kaptan Park Han-kyul ve  dümenci  yani ikinci kaptan Cho Joon-ki dümendeydi. Geminin Maenggol Kanalı'na  girmesine yaklaşık 4 km kalmıştı. Saat 08:20 Üçüncü kaptan,   ikinci kaptana direksiyon sisteminin otomatik pilottan manuel direksiyona geçirmesini söyledi. Çünkü Maenggol Kanalı, bir gemiyi içinden geçirirken aşırı dikkatli olmayı gerektiren güçlü sualtı akıntılarına sahipti. Olay anında koşullar sakindi ve Sewol sıklıkla kullanılan bir rotayı izliyordu. Kanalın farklı bölgeleri sığ suları gibi tehlikelerle doluyken feribotun yolunda şimdilik böyle zorluklar yoktu. Kimilerine göre   ikinci kaptan bu yolu aşmak için yeterinde iyi ve deneyim sahibi değildi. Ancak Kore deniz güvenliği mahkemesi’nin soruşturma raporlarına göre aynı kaptanın farklı gemide birden çok kez bu kanaldan geçtiği belirtiliyordu. Peki gemi kanala yaklaştığı zaman, ik

Süpersonik ses dalgalarıyla orman yangınları sondürülebilir mi?

Ateş pek çok kültürde kutsal sayılır; ışığının beden, ısısının ise ruhu olduğu düşünülürdü. Kimi uygarlıklar ateşe tapındılar. Zerdüştler ateşe, aydınlığa bakılarak ibadet ederler. Çünkü aydınlığın Tanrıları Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanırlar. Ortodokslar kutsal Cumartesi günü Kudüs’teki Yeniden Diriliş kilisesinde mucizevi şekilde beliren bir aleve tanık olmak için toplanır. Baharın gelişinde Nevruz ateşi yakılır ve üstünden atlanır. Peki bu ateş nasıl oluşur? Ateşin oluşması için yanabilen bir maddenin tutuşma sıcaklığında oksijen ile temas etmesi gerekir. Yakıt ve oksijen sürekli temas halindeyse yanma sürekli olur. Alevin sönmesi de oksijenin ya da yakıtın yok edilmesi veya sıcaklığın düşürülmesi ile mümkündür. Bir orman yangınının sönmesi için birkaç yöntemimiz vardır. Bunlardan birisi yakıtın tükenmesini beklemektir. Yani tüm orman yok olduğunda yangın sönecektir. Başka bir yöntem ateşin hava ile temasını kesmektir. Bunu da ateşin üzerine su dökerek yapabil

NASA Okyanusları Keşfetmeyi Neden Bıraktı? | Eski haritalardaki canavarlar

     Dünyamızın yüzde 70’i sularla kaplıdır. Kalan %30 luk kısmın yaklaşık %30’u çöl %11’i buz %24’ü ise dağlıktır. Bu durumda insanların Dünya üzerinde normal şartlarda yerleşebileceği yaklaşık %10 alan vardır. Antarktika hariç Dünya’nın neredeyse tüm kıta yüzeyi araştırılmış olsa da okyanuslarımızın sadece %5 lik kısmı keşfedildi ve haritalandı. Bu da demek oluyor ki okyanusların %95i tamamen bilinmezlikten ibaret. Bilinmeyen şeyler genellikle ilgi çekicidir. Çünkü bilinmeyen boşluğu doldurmak insanın hayaline kalmıştır. Okyanusların bu bilinmeyen boşluğunda dans eden deniz kızlarını da hayal edebilirsiniz, devasa bir canavar balina da hayal edebilirsiniz. Büyük keşifler çağı olarak bilinen 1500 lü yıllarda denizciler bilinmeyen sulara yelken açıyorlardı. Bu uçsuz bucaksız sulara yelken açmak o dönemler için cesaret isteyen bir işti. Çünkü bu günkü gibi iletişim imkanlarının olmaması bir yana okyanusların derinliklerinde yaşayan bir canavarla karşılaşabileceklerini düşünürlerdi